Paranormal Hikayeler – Anestezi Teknisyeni Heybet Yarar, hasta ziyaretine gelen bir hasta yakınının görünmez olup onları hayretler içerisinde bıraktığı paranormal deneyimini anlatıyor.
Gece Nöbetinde Paranormal Olaylar
Paranormal Hikayeler – Adım; Heybet Yarar. 36 yaşındayım, anestezi teknisyeniyim. 14-15 sene yoğun bakım ve ameliyathane arasında mekik dokudum. Bu süre zarfında paranormal olaylar yaşadım. Bunlardan birini sizinle paylaşmak isterim… Bizim yoğun bakım 10 yataklıydı. 4 numaralı yatakta yatan Diyarbakırlı bir amcamız vardı.
75 yaşındaydı. İsmi Güzel‘di. KBY KKY teşhisi ile yatıyordu… 2015’te oldu bu olay. Gece nöbetine kalan üç kişiyiz; Ayşe, Muhammed ve ben. Akşam saat 21 civarıydı. Yoğun bakımın kapı zili çaldı. Ben gittim açmaya. Baktım; 20’li yaşlarda, seyrek sakallı bir genç. “Buyur” dedim. “Abi benim içerde babam yatıyor. Adı Güzel. Eğer izin verirseniz babamı görmek, başında dua ve Yasin okumak isterim.” dedi.
Ben de “Bu saatte içeriye hasta yakını almak yasak ama içeride sorumlumuz var. Ona bir sorayım. İzin verirse gör tabi ki.” dedim. Neyse, içeri geçtim. Sorumlumuz olan Muhammed abiye sordum. O da “Yok; yasak. Bu saatte içeri alamayız. Kameralar var; sabah bunun tantanasını yaşamayalım.” dedi. Gittim; çocuğa söyledim. Çocuk “Abi, bir daha söyle belki bu defa müsaade eder.” dedi. Tekrardan gittim içeri “Muhammed abi, ısrar ediyor.” dedim. O da “Olmaz. Yasak. Alamayız içeri.” dedi yine.
Allah’ın Hakkı Üçtür
Çocuğa gene “Kardeşim, izin vermiyor. Kusura bakma.” dedim. Hemen omuzuma dokunup “Abi Allah’ın hakkı üçtür. Sen bir daha söyle. İzin vermezse ben içeri girerim.” dedi. Hasta yakını psikolojisi işte… Tekrardan sordum; gene izin vermedi. Çocuk “Abi sen yaptın yapacağını. Sağol. Allah razı olsun senden.” deyip gitti. Neyse, biz rutin işlerimizi yaptık, sabahı da ettik. Nöbetimizi teslim ettik. Tam çıkacakken bir personel ablamız geldi. “Ayşe, Muhammed, Heybet! Başhemşire sizi odaya çağırıyor.” dedi.
Başhemşire Bizi Sorguya Çekti
Çıktık başhemşirenin odasına üçümüz beraber. Başhemşire bize bakarak “Akşamları hasta yakınlarını içeri almanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz?” dedi. Biz de “Yasak olduğunu biliyoruz ama kimseyi almadık içeri.”dedik. “Emin misiniz? dedi. “Eminiz.” dedik “Kimseyi almadık.” Başhemşire, bilgisayarın monitörünü bize çevirerek “Bu ne o zaman?” dedi.
Güvenlik Kameralarını İzlediğimizde Yaşadığımız Şok
Güvenlik kamerası kayıtlarını izlettirdi. O kişi içeri girmiş. Babasının başına gidip, duasını, Yasin‘ini okumuş. Biz de masada oturmuşuz. Önümüzden geçerken, selam vermiş bize. Biz de selamını almışız. Çıkarken de aynı. Yine bize selam vermiş. “Kayıtlarda öyle gözüküyor ama normalde öyle bir şey yaşamadık, görmedik abla.” diyoruz “Vallahi almadık. İçeri girmesi imkansız çünkü oraya gelebilmesi için 3 kapıdan geçmesi lazım ve o kapılar mekanik kartla çalışan kapılar.”
Başhemşireye yalvarıyoruz “Valla billa almadık içeriye…” Kadın “Size mi inanacağım yoksa gözlerime mi? Adam girmiş içeri, önünüzden geçiyor, hala almadık diyorsunuz.” Biz tabi iptal. O adamı biz içeri almadık ve girmedi de. Kayıtlarda nasıl böyle gözükebilir?..
Görünmezlik Ayeti
Bu olaydan sonra birkaç hocaya sordum; kimse cevap veremedi. En son birine sorduk. O da “Kuran‘da bir ayet var. Dokuz defa üst üste okuduğun zaman giremeyeceğin hiçbir yer yok ama o ayeti ben bile bilmiyorum. Böyle bir ayet var; dokuz defa üst üste okuduğun zaman, tüm kapılar açılıyor sana.” dedi…
Editörün Notu: Olayda adı geçen ve hikayeyi anlatan Heybet Yarar’ın sözünü ettiği ayet muhtemelen Yasin suresinin 9. ayeti. İslam Peygamberinin, Mekke’den Medine’ye gizlice hicret ederken, bu ayeti okuyarak; kendisine pusu kuranların gözlerinin önünden ama onlara görünmeden geçtiği rivayet edilir. Bu ayet genellikle düşmanların kötülüklerinden korunmak için 9 kere okunur. Anlamı şöyle: “Onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler.”