Paranormal Olaylar Olaylar…
Paranormal Hikayeler – Yaşadığı paranormal deneyimleri paylaşan okurumuz, 14 yaşından itibaren başına gelmeye başlayan oldukça korkutucu doğaüstü olayların hikayesini anlattı:
Anlatmak istediğim 2006 yılının yaz dönemi ve sonrası… O zamanlar 14 yaşındaydım. Çok küçük olduğum yaşlarda dahi ananemin evinde hepimizin zamanla alışkanlık kazandığı ve geçmişi benim doğumumdan da öncesine dayanan paranormal bir olay vardı. Her sabah, ezan vakti 3 katlı müstakil evin en alt katındaki lavabonun musluğu açılırdı. Her şey denenmesine rağmen bu durum engellenememişti. Ananemden de bahsetmek istiyorum birkaç cümle ile: Ananem oldukça dindar, neredeyse tüm vaktini ibadetlere harcayan biridir.
Evin Altındaki Evliya Mezarı
Bunun yanı sıra oldukça kapalı bir dünya görüşü vardır. 6 çocuğu var. 5’i kız ve en büyüğü benim annem ve bir de 4. sırada dayım var. Konuya geri dönelim; 2006 senesinde bu paranormal olay bir değişiklik gösterdi…Ananem musluğun açılmasıyla alakalı evin altında bir evliya mezarının olduğunu ve onun sabahları abdest aldığını söylerdi. Fakat artık geceleri prize hızlı bir şekilde vurulmuş gibi bir sesle ışıklar da kapanmaya başlamıştı.
2006’nın yaz döneminde yurtdışında yaşayan teyzem (Hollanda) ve şehir dışında bulunan teyzem (Elazığ) tatile gelmişti. Babam hariç biz, sürekli ananemde kalıyorduk. Evin içinde 3 teyzem, dayım, dedem, ananem, annem ve ben ayrıca 3 kardeşim ve 4 kuzenim vardı. Yani toplam 15 kişiydik. Oda sayısı bu nüfus için oldukça az sayılırdı ama odalar büyük olduğu için çok da zor olmuyordu.
Tabi yer yatakları sayesinde ki zaten 6 kişi çok rahat terasta yatıyordu. Çocukların en büyüğü de bendim ve benden sonra erkek kardeşimdi. Erkek kardeşim o zaman 11 yaşındaydı. Bir sabah herkes kahvaltı için kalkmış, sofra hazırlanmıştı. Sonra yukarı çıkıp dedemi uyandırdım ve aşağı indim. Benim ardımdan bir iki dakika sonra dedem aşağı indi ve kimseyle hiç bir şey konuşmadan aramızdan geçip, odanın içinden banyoya açılan kapıya yöneldi.
Üzerinde siyah bir atlet vardı. Hatta o an ananemin “Bu atleti nerden bulmuş bu” dediğini hatırlıyorum. Aradan 2 dakika geçmeden; odanın kapısından tekrar dedem girdi. Siyah atlet vardı üstünde. Hepimiz şoka girdik o an. Banyonun, odanın içine açılan tek kapısı vardı. Ve yine kimseyle konuşmadan aramızdan geçip banyoya girdi… Kimseden çıt çıkmıyordu… O an ananem hızlı hızlı bir takım dualar mırıldanıyordu.
Aradan biraz zaman geçince kapıdan tekrar dedem girdi! O an gerçekten dehşete düştük ama bu sefer üzerinde beyaz atleti vardı. Bizi öyle görünce o da şaşırdı ve heyecanla “Ne oldu? Bir şey mi oldu?” diye sordu ama kimseden ses çıkmadı. Ananem “Yok bir şey” dedi. Dedem garip garip bakarak banyoya yöneldi. Ananem “Girme oraya! Aşağıdakine git! diye çıkıştı ve aşağıdaki lavaboya gönderdi.
Bir Başka Paranormal Olay Daha
Ertesi gün hala herkesin aklında bu olay varken başka bir olay daha oldu. O olay gerçekleştiğinde ben evde değildim. Şehir dışından gelen teyzemin kızı, oyun oynarken camları orta kattaki büyük odaya açılan, küçük ve sürekli karanlık olan arka odaya giriyor… Bu arada öndeki odada evin kadınları oturup sohbet ediyormuş. Birden kızın çığlık attığını duymuşlar. Odaya girdiklerinde ağlıyormuş.
Kız orada; yaşlı, yüzü kesik kesik, kısa bir adam görmüş. Kendisini ısırmaya çalıştığını söylüyordu. Hatta ondan korkunç amca diye bahsediyordu. Bu olay sanki bir start oldu… O günden sonra annem ve teyzelerim ardı ardına defalarca karabasan yaşadılar. Aradan bir buçuk ay geçmişti ve tatile gelen iki teyzem evlerine dönmüştü. Bilgisayar oynamak için ananemgile gitmiştim ve orada kaldım.
Havalar soğumaya başladığı için hepimiz orta katta yatıyorduk. Dayımla ben ise orta kattaki genelde gündüzleri de oturmak için kullanılan odaya camları açılan ve arka oda dediğimiz, teyzemin kızının korktuğu odadaki çekyatlarda yatmıştık. Gece uyandım. Sanki biri uyandırmış gibi. Ama kimse yoktu. Ve tekrar uyuyamayınca kalktım. Odanın tavanına yakın ve küçük olan camlarından içeri ışık geliyordu.
Sabah olduğunu düşündüm. Dayım uyuyordu. Kalkmayıp, yatağa geri girdim. Sırf ananem beni ekmeğe yollamasın diye. Sonra odanın kapısı yavaş yavaşa aralanmaya başladı. Ben hemen gözümü kapadım. Uyuyor gibi yaptım. Kapı halıya sürttüğü için sesini duyuyordum. İlk başta gelenin ananem olduğunu sandım. Sonra irkildim ve ananem olmadığını anladım. İçeri giren şey usulca kapıyı geri kapadı.
Gözlerimi sıkıca kapatmıştım. O şey bir anda üzerime çullandı. Kollarımı göğsümde birleştirerek tuttu. Hareket edemiyor bağıramıyor ve konuşamıyordum. Dua okumaya çalıştım ama çok korktuğum için okuyamadım. Zar zor besmele çektim. O an “Dayııı!” diye bağırabildim. Dayım kalkınca o şey üzerimden çekildi. Ananem de odaya geldi. Meğer saat üç buçukmuş. Ananem gece ibadetini yapmaya kalktığı için ışıkları açmış. O yüzden aydınlıkmış.
Bu olaydan sonra babam, ananeme gitmeme ve orada kalmam izin vermedi. Ama kendi evimizde de ardı ardına karabasan olayları yaşadım. Psikolojim bozulmaya başlamıştı. Yine bir gün okuldan gelmiştim. 2006 ekimiydi. Odamdayken bir anda odanın kapısı sesli bir şekilde kilitlendi. Kapıyı açmaya çalıştım ama anahtar milim hareket etmiyordu. Annemin gölgesini buzlu camdan göre biliyordum.
Daire kapısını açmış biriyle konuşuyordu. Art arda seslendim ama duymuyordu. Ardından biri beni omzumdan tuttu ve adeta güldü. O zaman bağırarak kapıyı yumruklamaya başladım. Sonunda cam kırılınca kilit açıldı. Cam sesine annemin konuştuğu komşu da içeri girmişti. Annem bayağı panik olmuştu. Ben olanları anlatıyordum ki o sırada ananem aradı. Elazığ’daki teyzemin kızını da korkutmuşlar.
Teyzem karşı komşunun kapısına gitmiş bir şey istemek için. Kapı açık bir şekilde duruyormuş. O sırada kızı kapıda oynuyormuş. Tekrar sokağa çıkmış. Kızını göremeyince çağırmış ama yokmuş. İçeri girip tuvalete bakmış. Orada da olmayınca tekrar sokağa giderken çok kısık bir sesle kızın ağladığını duymuş. İki koltuğun arasına büzülmüş, ağlıyormuş. Sakinleşince, sorduklarında;
teyzemin içerden onu çağırdığını ve eve girdiğinde ananemin evinde gördüğü korkunç amcanın onu yakalamaya çalıştığını söylemiş ve çok korkmuş.
Hocaya Gittik Muska Yazdı
Bu iki olay da akşam dört sıraları olmuştu. Bunun üzerine babam ve ananem, beni ananemin bağlı olduğu tarikatın (Semiya Anne Tarikatı diye bilinir.) bir hocasına götürdü. Ayakkabı tabanı üreten bir fabrikaya gittik. Adam bir ücret almadı. Adamla beraber abdest aldım. Sonra ikimiz cam bürosuna geçtik. Ailemi içeri almadı. “Dışardan izleyin” dedi. Birkaç dua okudu. O an çok aşırı uykum geldi. Sonra bir muska hazırladı. Bana verdi. Asla çıkarmamamı söyledi.
Eve geldik. Kardeşlerimin odasına girip, ranzaya uzandım. Gözlerimi kapattığımda; bir anda karnımın üzerine bir şey atladı. Kardeşim sanarak aniden gözlerimi açtım. Ama bu güne kadar hiç görmediğim dört yaşlarında küçük bir kızdı. Korkudan ne yapacağımı şaşırdım. Bağırarak ve muskayı göstererek “Onu bana ver!” diyordu. Bir an bağırdım. Babamgil geldi. O an kız kayboldu. Bunun üzerine hoca bir kaç gün sonra başka bir muska daha gönderdi. Bunu takınca bir kaç gün rahat ettim. Olaylar bitti zannettim.
Ama bir gece dayımı uykusunda dövmüşler. Sabah uyandığında morluklar, şişler içerisinde kalkmış. Bu yine telaşa kapılmamıza sebep oldu. Ardından bir kaç gün sonra ilk defa onunla karşılaştım… Teyzemin kızının anlattığı adam, beni banyoya çağırıyordu. Ağzı hareket etmemesine rağmen sesini duyuyordum. Çok korktuğum için olduğum yerde kaldım. Ve ne yollar denediysem onlardan kurtulamadım.
Ailede hala sıkıntı verdikleri bir tek ben kaldım zamanla. Ve artık onları görmeye alıştığımı söyleyebilirim. Ama bu korkmadığım anlamına da gelmiyor. Sonraki beş yıl içinde bir çok kez şehir değiştirdim fakat nereye gittiysem olaylar devam etti. 2011’de Eskişehir’deydim. Yalnız yaşıyordum. Akşam eve gelmiştim. Dolaptan çorba çıkarıp ısıtmaya başladım. Bir ara ısındı mı diye içine bir kaşık daldırıp tattım.
Tam o an bir patlama sesiyle; bütün evde; zeminden tavana doğru alev yükseldi! Herhangi bir şey yanmadı. Perde uçlarından ve saç uçlarımdan başka. Yalnız bu olay bir kaç saniyede oldu. Sonra kendiliğinden söndü. Kendimi cehennemde gibi hissetmiştim… Aynı gece sabaha kadar kapı çalınıp durdu. Ama daire kapısını her açtığımda, dürbünden baktığımda; kimse yoktu. Apartman ışığı kapalıydı. Ayrıca zil değil, kapının üzerindeki tokmak çalınıyordu…
2012 de yaşadığım bir diğer ilginç olaysa şöyle: Mart ayıydı. Kurtuluş’ta evde uyuyorduk. Gece bir şey patlamış gibi bir ses geldi. Bir anda uyandık. Ev arkadaşım hemen doğalgazı filan kontrol etti. Ama bir şey yoktu. Benim yattığım odanın ışığını yakınca gördük… Odamda; yatağın hemen yanında konsol masasına ve duvara sabitlenmiş bit metrelik, kare bir ayna vardı. Masanın üzerindeki laptop, kapağı açık bir şekilde dururken ayna düşmüştü ama laptop hareket etmemişti. Ve kapak kapanmamıştı.
En son yaşadığım olaysa 2012 Ekim’inde idi. Gece yatmadan önce kapıyı kilitledim. Odama giderken oturma odasında onlardan bir tane gördüm. Bu sefer çok ilginç bir formda; insan hayvan karışımı bir şeydi. Ama en çok ilgimi çeken korkmuş bir ifadesinin olması idi. Korkuyor olduğuna yemin edebilirim. Konuşmadı. Birkaç saniye korkarak bakıp kayboldu. Ekim 22’den itibaren de daha bir olay yaşamadım. Küçük ya da büyük ama böyle boşluk dönemleri zaten oluyor…
[…] http://paranormalhaber.com/index.php/2018/12/06/paranormal-deneyimlerim/ […]