Cinli Korku Hikayeleri – Yasin Yavuz, 2021 yılında bizzat yaşadığı ilginç bir cin deneyimini anlattı. Eşine sık rastlamadığımız türden gerçek bir hikaye.
Arkadaşımın Arkadaşı
Geçen sene (2021) bir tanıdığım, yanında bir arkadaşıyla işyerime gelmişti. Bu tanıdığımla ufak çaplı ticaretimiz oldu. Bu sırada yanında getirdiği arkadaşla da ayaküstü tanışma ve kısa bir sohbetimiz oldu. 3 gün sonraysa mağazamızın kapanış saatine yakın bir vakitte, çocukluk arkadaşlarımdan biri alışveriş için işyerime geldi. Alışverişimiz bittikten sonra mağazayı kapattım.
Arkadaşıma bir yerlerde oturup çay veya kahve içmeyi teklif ettim. Çocukluk arkadaşım, benim bu teklifime cevaben başka bir arkadaşıyla buluşacağını söyledi ve “Sen de gel. Arkadaşımla tanışırsın.” dedi. Ben ayıp olmasın diye arkadaşımın teklifini nazikçe reddettim. Ancak arkadaşım ısrarcı oldu. Ben de arkadaşımın teklifini kabul ettim.
Beraberce bir kafeye gittik. Arkadaşımın arkadaşı orada oturmuş, bizi bekliyormuş. Arkadaşımın arkadaşını görür görmez tanıdım. Hikayenin başında bahsettiğim, işyerimde tanıştığım kişiydi bu. Tesadüfün de böylesi… Tabii o da beni tanıdı ama tam çıkaramadı “Biz seninle tanışmıştık sanki” dedi. “Tanıştık, tanıştık.” dedim.
Kendisine Aşık Olan Cini Yaktırmış
Oturduk. Sohbet etmeye başladık. Vakit ilerledikçe sohbet koyulaştı ve peri cin vs. muhabbetleri açıldı. Sohbet sırasında arkadaşımın arkadaşı bana dedi ki “Benim 2 sene önceye kadar bir perim vardı. Bana aşıktı…” Devamında ise bu perinin eski dönemlerde yaşayan bir kraliçe suretiyle kendisine kendisine göründüğünü, nasıl gelip gittiğini filan baştan sonra anlatmaya başladı. O bunları anlatıyor ama ben içimden “Hadi len” diyordum. Anlattıklarına inanmıyordum. “Sonra ne oldu?” diye sordum. “2 sene önce bir hocaya yaktırdım. Çünkü kafamı çok karıştırmıştı. Dengem bozulmuştu.” diye cevapladı sorumu..
Hoca Ona Bir Koruyucu Cin Vermiş
“O gittikten sonra bu sefer başkaları, kötü niyetli olanları gelmeye başladı. Bana musallat olmaya çalıştılar. Ben de başka bir hocaya gittim. Hoca ‘Bundan sonra seni rahatsız edemeyecekler. Sana bir tane koruyucu cin veriyorum.’ dedi. Ve bana bir dede cin verdi. Müslüman bir cin. Hatta şu an benimle.” dedi.
“Adını seslendiğim zaman ve akşamları gelir. Ama boş yere çağırırsam ve alkol alırsam kızıyor bana. Çok heybetli. Elinde hep bir tespih var…” diye anlatmaya devam etti. Ama tabi ben zerre inanmadım anlattıklarına. İnanmadığımı kendisine de belli ettim… “Şu an burada. Bize bakıyor. İstersen gösteririm ama korkudan bağırırsın. dedi. “Göster” dedim. Göstermedi. “Aha!” dedim “Yalan işte…”
Sisin İçindeki O Şey
Neyse sohbeti bitirdik ayrıldık. Aradan 2 hafta geçti. Bu arkadaşla bir akşam vakti tekrar karşılaştık. Bir kafede oturup sohbet ettik. Sonrasında ise arabaya binip gezmeye başladık. Köy yoluna çıkan dümdüz bir yolda 40 – 50 km hızla ilerliyorduk. Yolun ilerisine bir sis çöktü. Arkadaş, sisin başladığı yerde durmamı istedi. Durdum. Arabadan indi.
Yol kenarı çimenlikti. Etrafta hiç ağaç yoktu. Çalıklar vardı sadece. Anlayacağınız düz, açık bir araziydi. Ortam sisliydi ama bu sis sadece bizim bulunduğumuz yerde vardı. Arabadan hızla inip yanına gitmemi istedi. Arkadaşımın dediği gibi arabadan indim. İleride bir noktayı işaret ederek “Buraya iyi bak.” dedi. Baktım…
Arkadaşımın İhtişamlı Koruyucu Cini
İşaret ettiği yerde; yaklaşık 50 metre kadar uzağımızda gördüm onu! Boyu 5 metre hatta belki daha uzundu. Bir sağa gidiyordu bir sola. Ben gri renkte, gölgemsi bir suret olarak ve sadece ayaklarından göğsüne kadar görebiliyordum onu. Tuhaf bir şekilde yüzünü göremiyordum. 3 dakika kadar öylece izledim…
Kıyafeti Hacivat Karagöz’ün kostümlerini andırıyordu. 3 dakika sonra gözden kayboldu. Onu gidişiyle beraber sis de kayboldu. Sonra arabaya bindik. Arkadaşım arabayı okul tarafına sürmemi istedi. Okulun önüne vardık. Okulla aramızda yaklaşık 150 metre kadar mesafe vardı. Okul girişindeki merdiven ışıkları ve binadaki birkaç odanın ışıkları açıktı. Merdivenlerin başında simsiyah biri dikiyordu!… 1 dakika sonra gözden kayboldu. Ve bu olaydan sonra arkadaşımın anlattıklarına inanmaya başladım…