Gerçek Korku Hikayesi: Defineye Cin Büyüsü Yapmışlar

Vicdansız kadın kürek gibi bir sert bir cisimle vurmuş olmalıydı. Nabzını kontrol ettiğimde hayatta olduğunu anladım ve şükrettim. Kardeşim Ahmet de yakınlardaymış. Bağırış seslerini duyunca koşarak gelmiş. Ahmet’ten arabanın anahtarlarını istedim. “Sen bu kadının başından ayrılma” diyerek, Sercan’ı hastaneye yetiştirdim.

Hikayenin son bölümünü ise amcamın anlattoğı şekilde aynen onun ağzından anlatmaya çalışacağım aklımda kaldığı kadarıyla:

Kardeşim yeğenimi de alarak gaza bastı. Arkasından, toprak yolda bıraktığı toz bulutuna bakakaldım. Hoca da benim gibi sesleri duyup gelmişti. “Buldunuz mu çocuğu? Durumu nasıl?” diye sordu. “Yaşıyormuş. Ben de sadece bu kadarını biliyorum.” dedim. Fadime teyze neden çocuğa zarar vermek istedi acaba, diye kendi kendime soruyordum.

Hoca’ya “Hocam, sen bu kadının başından ayrılma. Ben bir etrafı kolaçan edeyim.” dedim. Yerdeki izlere bakılırsa yaşlı kadın Sercan’ı ahır tarafından sürüklemişti. Otların yatmış olmasından anlaşılıyordu bu. İzleri takip ettim. Ahırın arkasına gidiyordu. Yerde kan ve yanında bir kürek vardı. “Ne istedin çocuktan ve kadın” dedim kendi kendime. 

İçeriden tuhaf sesler geliyordu. Tahta ile kapatılmış pencerenin alt tarafında, içeriyi görecek kadar bir boşluk vardı. Eğilip baktım ve hayretler içinde kaldım. İçeride, siması tanıdık gelen bir insan vardı. Saçı sakalı birbirine karışmış, pislik içinde yaşıyordu. Tuhaf sesler çıkarıp, saldırmaya çalışıyordu ama zincirleri buna engel oluyordu. Daha dikkatli baktığımda kim olduğunu tanımıştım. Zavallı Mehmet. Halinden belli ki çok acı çekmişti.

Hoca’ya, gelip bakması için seslendim. Görür görmez “Bu garibana şerliler musallat olmuş. Penceredeki tahtaları kıralım da içeriye gireyim” dedi. Yerdeki kürekle tahtaları kastırarak girebileceği kadar yer açtım. Hoca ayetler okuyarak içeri girdi. Hoca ayetler okudukça Mehmet adeta çıldırıyordu.

Bu arada Fadime Teyze aklıma geldi. Kontrol etmek için baktığımda yerinde olmadığını gördüm. Yola kadar çıkıp baktım ama hiçbir iz yoktu. Mehmet’le Hoca’nın yanına geldiğimde Hoca, elini Mehmet’in altına koymuş “Ey Allah’ın yarattığı iblis. Çık bu bedenden” diye telkin veriyordu. Mehmet iyice güçsüz düşmüş, yere kapaklanmıştı. Hoca, içeriye girip, Mehmet’i taşımam için yardım istedi.

Musallatın çok inatçı olduğunu, Mehmet’i evine götürüp birkaç gün misafir etmesi gerektiğini söyledi. Birkaç seans daha yapılması gerekebileceğini ama Allah’ın izniyle kurtaracağını ekledi.

Babam ve amcamın anlattıkları bu şekildeydi. Ben gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Annem, babam, amcam, kuzenlerim… hepsi buradaydı. Kafama aldığım darbenin etkisiyle kötü durumdaymışım. Beyin kanamasından şüphelenip üç gün uyutmuşlar beni.

Bu zaman zarfında, Hoca’nın yardımıyla Mehmet abinin durumu iyiye gitmeye başlamış. Yaşamış olduklarını, olan biteni, hatırladığı kadarıyla babama anlatmaya çalışmış. Çalışmış diyorum çünkü Mehmet abi yaşadıklarından sonra kekeme kalmış.

Defineyi buldukları akşam Mehmet abi korkmuş şekilde eve geliyor. Annesinde bir tuhaflık hissediyor ama aldırış etmiyor çünkü aklı dışarıdaki varlıklarda. Camdan dışarıya bakarken annesi kafasına sert bir cisimle vuruyor. Gözlerini ahırdaki boş odada zincirlenmiş şekilde açıyor. Başında annesi ve o gece köprünün üstünde gördüğü varlıklar varmış.  Ve o günden sonra hep acı çekiyor…

Paranormal Haber – Bu korku hikayesinin sonu böyleydi. Peki ya sizin başınızdan geçen veya yazdığınız korkunç olay ve hikayeler var mı? Paranormal Haber olarak sizlerden gelen gerçek veya kurgu korku hikayelerini yayınlamaya devam ediyoruz. Eğer siz de bizimle paylaşmak isterseniz, paranormalhaber(et)gmail.com adresine gönderin. Unutmayın, korku paylaştıkça azalır!