Yerli Korku Hikayesi: Cin Kabilesi Musallatı

0
(0)

Teyzeme içeri girmesini söyledim. Teyzem girdi ve geri çıktı. “Yok bir şey evladım. Uyuyor kız.” dedi. Çığlık sesini duyup duymadıklarını, eğer duymadılarsa onların niye uyandığını sordum. Sesi duyduklarını ama sokaktan geldiğini söylediler. Köylü yerde bu saatte kadınların sokakta olması görülmüş şey değildi ama yine de fazla üstelemek istemedim. “Neyse, Allah rahatlık versin” dedim ve yataklarımıza geri döndük.

Sabah olmuştu. Teyzem kahvaltı hazırlamış, teyze oğlum da çiftlikten taze yumurta ve süt getirmişti. Defne de uyanmıştı. Dün gece rahat uyuyup uyumadığını sordum. Teşekkür edip, rahat olduğunu söyledi. Aşağıya inip, avluya oturmuştu. Ben de Defne’nin çıkmasını fırsat bilip, odama girdim ve eşyalarımı hazırlamaya başladım. O an Defne’nin kolyesi dikkatimi çekti. Babil’den kalma, daha çok İranlı alimlerin kullandığı, Şah Süleyman’ın sembolize edildiği bir kolye idi.

Kolyeyi yerine bıraktım. Bavullarımla birlikte aşağıya indim. Kahvaltı edildi, ortalık toplandı, teyzemle ve teyze oğluyla vedalaşıp, Defne’nin arabasına bindik. Kütahya Bursa arası fazla uzun bir yol değildi. Defne konuşmaya başladı “Peki sen nerden öğrendin bu işleri?” dedi. “Ben babamdan el aldım” dedim. Defne bu konulara az çok ilgi duyar gibiydi.

“Beni yanlış anlamanı istemem ama ben bu olayları biraz psikolojik kökenli görüyorum.” dedi. “Eğer psikolojisi kardeşini neden iyileştiremedin?” diye sordum. “Bilmiyorum” dedi. Bu yakınlarda bir yerde durması gerektiğini söyledim. Nedenini sordu. Bir merhem yapmamız gerektiğini ve bunun için dağ çiçekleri ve ısırgan otuna ihtiyacımız olduğunu söyledim. “Aktardan alabilirdik.” dedi.

Isırgan otunu eğer bir cinle iletişime geçmek için kullanacaksanız, otun sizi ısırmasına izin vereceksiniz. Sadece insanın canına can değdiren şeyler bu konularda işe yarar. Arabayı yol üzerinde sağa çektik. Defne arabanın önünde telefonla konuşuyordu. Ben de çiçek topluyordum. Eğer biraz daha sabrederse öğle namazını kılmak istediğimi söyledim. Sorun olmayacağını söyledi. Sonra tekrar yola koyulduk.

Öğlen saatlerinde yolculuğumuz bitmişti. Bursa’da, Zeytinbağı denilen bir sayfiye ilçesindeydik. Genelde kışları ve bahar aylarında tenha olurdu burası. Bir uçurumun ucunda yerleşkeleri bulunan bu beldede genelde yazlıkçı insanlar yaşardı. Defne’ye annesi ve kardeşinin saat kaçta eve geleceklerini sordu. Bugün hastanede geçireceklerini, akşam eve döneceklerini söyledi.

Arabayla sahile doğru indik. Defne bagajdan iki tane katlanır sandalye çıkardı. O denize bakıp sigarasını içerken ben de bilgi almaya çalışıyordum. “Ailenizin düşmanı olan kişiler var mı?” diye sordum. Öyle birilerinin var olmasının mümkün olmadığını söyledi. “Biz dış dünyaya kapalı bir aileyiz. Bizi burada bile pek tanıyan yoktur.” dedi. İçine kapalı bir aile oldukları belli oluyordu zaten. 

Tavsiye İçerik

Evleri bir yalıyı andırıyordu. Hava kararmıştı. Etrafta fazla insan yoktu. O sırada bayırdan aşağı inen bir arabanın farlarını gördüm. “Bu araba sizinkilerin olabilir mi Defne?” dedi. “Evet, onlar.” dedi. Araba eve yanaştı. Annesi ve Sedef arabadan indiler. Kız bembeyazdı. Gözleri anlamsız bakıyordu. Hepsiyle teker teker tokalaştık. Sonra Defne, Sedef’in koluna girdi ve onu yukarıya çıkardı.

Ben annesiyle aşağıda kalmıştım. “Seni hatırlıyorum. Demek büyüdün ve bu işlerde uzmanlaştın.” dedi. Gülümsedim. “Bize yardımcı ol evladım, lütfen.” dedi. Elimden geleni yapacağımı söyledim. Defne, Sedef’i odasına bıraktıktan sonra yanımıza geldi. Henüz eve girmemiştik. O sırada bakışlarım Sedef’in odasına kaydı. Pencereden, nefret dolu bakışlarla bana bakıyordu.

Onu görmezden geldim. Bu durumu ailesinin fark etmesini istemedim. Ben ona tepki vermedikçe o daha çok sinirleniyor, cama vuruyordu. Cama vurma sesini duyuyordum O cama oldukça sanki beynime cam kırıkları batıyor gibi hissediyordum. Ama belli edemezdim. “Dilerseniz içeriye geçelim” dedi annesi ve eve girdik. 

Evin her yerinde kağıtlara yazılmış dualar, tesbihler, nazar boncukları vardı. Salondaki koltukta oturduk ve konuşmaya başladık. Annesi anlatmaya başladı: “Son bir aydır başımıza gelenler bizi mahvetti. Benim kızım buraların en güzel kızıdır. Herkes onu oğlunu almak için sıraya girerdi ama o bu evden gitti gideli değişti. Bambaşka biri oldu. Daha sonra arkadaşını bıçakladı. Doktora götürdük, eve psikologlar çağırdık… ama düzelmedi.” dedi.

“Bunlar olurken hiç sıra dışı bir şey oldu mu?” diye sordum. Annesi biraz düşündükten sonra kızının vücudunun bazı bölgelerinde sanki dayak yemiş gibi izler, morluklar olduğunu söyledi. Tırnaklarının arasından sürekli çamur ve pislik çıktığını fakat kızın odasının kapısını sürekli kilitli tuttukları için bunun mümkün olmadığını söyledi… Durum az çok anlaşılmıştı.

Defne daha sonra yanıma oturdu. “Bak Cemal, sana gerçekten güvenebilir miyiz?” dedi. Başımı sallayıp “Evet” dedim. Annesine CD’yi getirmesini söyledi. “Bu neyin CD’sidir?” diye sordum. Sedef’in kaldığı öğrenci evinin kamera kaydı olduğunu söylediler. Görüntüleri bin bir zorlukla aldıklarını, Sedef’in ev arkadaşı Neşe’nin ileride şantaj yapmaması için sadece tek bir kopyaya düşündüklerini söylediler. CD’de kayıtları görüntüleri izlemek üzere çalışma odasına geçtik. Görüntüler ürkütücüydü. 

Mutfakta çekilen görüntülerde başta ortalıkta hiçbir şey yoktu. Daha sonra Sedef, buzdolabını açıp sürahiyi çıkarıyor, kendisine bir bardak su koyuyor. Sürahiyi yerine koymak için tekrar buzdolabının kapısını açınca bir an duraksıyor. Buzdolabının yanında olan pencerenin yanına gidiyor. Bir süre pencereye anlamsızca bakıyor. Saat 01.22’ den 01.36’ya kadar pencerenin önünde kalıyor. Daha sonra; önce elindeki cam sürahi yere düşüyor. 

Bununla eş zamanlı olarak sürahinin yere düşmesiyle beraber pencerenin camı da patlıyor. Bu sesler üzerine Neşe mutfağa geliyor. Sedef’i, cam kırıklarına basmaması için geri çekmeye çalışıyor. Sedef onu yere itip, mutfak çekmecesinden aldığı bıçakla arkadaşını bıçaklamaya başlıyor. Aralarında bir süre bir mücadele geçiyor. Neşe hareketsiz kalınca, Sedef kapıyı kapatıp koşmaya başlıyor.

BU İÇERİĞİ NE KADAR BEĞENDİNİZ?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 0 / 5. Oy sayımı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

Keşfet

Paranormal Haber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin