Yaşanmış Korku Hikayeleri – Ailesiyle beraber babaannelerinin eski evine taşınmak zorunda kalan adamın, hemen bitişikteki yatırla ilgili olduğunu tahmin ettiği, korkutucu olayın hikayesi…
Bir süreliğine annemin babaannesinin eski evine taşınmak zorunda kaldığımız bir dönemdi. Evin bulunduğu bölge, cadde üzerindeki diğer binaların arka kısmında kalıyordu. Evin ön tarafı bahçe olmakla birlikte, yan tarafındaki okulun bahçesine de bitişikti. Buradan bir duvarla ayrılıyordu. Okulun bulunduğu bölge, uzun zaman önce mezarlıkmış. Bölge kentleştikçe, binalar mezarlığı da yutmuş. Nihayetinde buradaki mezarlığın taşınıp okul kurulması kararı alınmış.
Sarı Kız Yatırı
Ancak “Sarı Kız” isminde bir yatırın mezarını bir türlü kaldıramamışlar. Anlatılanlara göre; buna yeltenen makinelerin her biri muhakkak arızalanıyormuş. Bundan dolayı kaldığımız evin bahçesinin hemen çıkışında, sol tarafta bu yatırın mezarı vardı. Bazen, bazı insanların bu yatırı geceyarısı saatlerinde, o bölgede bulunan eski bir çeşmeden, takunyalarıyla giderek su aldığını gördüğü söylenir. Topuklarına kadar uzun, sarı saçlarıyla genç bir kız görünümünde olduğunu duymuştum.
Bu yatırın eve yakın olmasından rahatsızlık duyuyor ve geceleri evde kendimi rahat hissetmiyordum. Bununla beraber; zaman içinde bir şey olmadığını görmüş ve rahatlamıştım haliyle. En büyük zevklerimden biri de müzik çalarken uyumaktı. O zamanlar şarkıcıların yeni çıkan albümleri kasetler halinde satılırdı. Yaşı yetenler bilir. Tarkan’ın ilk kaseti daha yeni çıkmıştı. O albümde Tarkan’ın bilhassa “Asla” isimli şarkısından çok hoşlanıyordum.
Kaseti aldığımın ilk gecesiydi. Ve o şarkıyla uyumak üzere teybimi hazırlamış ve üstelik eğer uyuyamazsam tek kaset yetmez diye düşünerek ikinci bir kaset daha koymuş ve continue play durumuna yani ilk kaset bitince ikinci kasete başlaması için hazırlamıştım. Gece 01:00 civarı yatağıma uzanarak, müzikli düşüncelerle uyumaya çalışıyordum. Hava biraz soğuk olduğu için yorganıma iyice gömülmüştüm.
Uykunun o ince çizgisine gelmiş ve müzikten dolayı iyice gevşemiştim. Artık uyku moduna geçtiğimi düşündüğüm bir anda, teybimden “çıt çıt” diye bir ses geldi. Bu ilk kasetin bittiğine işaretti. Fakat sessizlik olmamıştı; yani çalan parça, yarıda idi. Buna anlam veremeyerek gözlerimi açmıştım. Yanılmış olabilirdim. “İkinci kaset başlamalıydı bu sırada. ..” diye düşünürken tekrar “çıt çıt” diye gelen iki sesle ikinci kasetin de başlamadan önce kapandığını hissettim.
Korkudan Yerimden Kımıldayamıyordum
Yaşanmış Korku Hikayeleri – Yıllardır kullandığım teybimi iyi tanıyordum. Bu şekilde kapanmasına mekanik olarak imkan yoktu -ki elektrikler gitmiş olsa bile otomatik olarak kapanmazdı-. Bu anlam veremediğim olaya karşısında yatağımdan doğrularak, yavaşça teybimin olduğu tarafa bakmaya çalıştım. İçerisi loş olduğu için teybimi seçemiyordum. Anlam veremediğim bu olaya karanlığın içinde öylece bakakalmıştım. İçimde kötü bir his belirmişti ve korkudan yerimden kımıldayamıyordum.
Nitekim annemler de hemen yan odamda uyuyorlardı. Bu, bana az da olsa cesaret veriyordu. Fakat odada yalnızdım. Bu olanlar; birkaç saniye içerisinde oluyordu. O doğrulmuş halimle yatağımda tuhaf bir sallantı olduğunu sezmiştim. Hafif bir biçimde sağa ve sola sallanıyordu bedenim. Kalp atışlarımı da duyuyordum. Bu sallantı hissi kalp ritimlerimden dolayı mı oluyordu çözemedim. Evin tavanı ahşap malzemedendi ve tam üstümden başlayarak gittikçe güçlenen bir gümbürtü diğer odalara kadar hızla ilerledi.
Bu an; şok anımdı. Bir veya iki saniye gümbürtünün dinmesini bekledim. Ne annemlerin varlığı ne de yatağımdaki sallantı aklımdaydı. Mantıksız olaylar üst üste geliyor ve canıma okuyordu. Tüm bedenim kaskatı olduğu halde dudaklarımdan bir-iki saniye içinde sayısız dua döküldü. İşe yaramış mıydı bilmiyorum ama o gümbürtü geri dönmemişti. Bundan istifade ederek yatağımdan dualarla birlikte fırlamamla, hiçbir şey göremediğim o karanlık içinde lambayı yakmamı sağlayacak olan düğmeyi tek hamlede tokatlamıştım.
Floresan olduğu için bir iki saniye daha beklemem gerekiyordu. İki gün gibi geçen o iki saniyeden sonra floresanın kırpışarak yanmasıyla birlikte içerini net olarak görebildim. Odamda görünür hiçbir tuhaflık yoktu. Kalp atışlarımın gürültüsünden başka bir ses var mı, yok mu anlayamıyordum. Bir cesaret daha göstererek neredeyse bilinçsizce kapımı açarak, hemen yan odadaki annemlerin odasının kapısını araladım. Odamın ışığından yansıyan ışıkla annemin uyuyan yüzünü gördüm. Uyanmamışlardı.
Hemen odaya daldım ve birkaç saniye başlarında sağa sola bakındım. Annem, tavşan uykusu olan biriydi ve benim odadaki varlığımı hissederek, gözlerini açtı. Ne olduğunu sordu. O gümbürtüye uyanmamış olması, hayret verici bir şeydi benim için. Anlaşılan benden başka bunu duyan olmamıştı. Annemi odama çağırdım ve ondan önce giderek az da olsa rahatlamış biçimde teybimi inceledim. Herşey normaldi.
Uyarılmıştım
Yaşanmış Korku Hikayeleri – Beni asıl hayrete düşüren; içindeki kasetin durumuna baktığımda iki kasetin de hiç ilerlememiş gibi en başta sarılı biçimde durduğunu görmem oldu. Kendimden şüphe ettim. Anneme de hiçbir şey ispat edemedim. Annemin yorumu, gece tavan arasında dolaşan kediler hakkında oldu. Ben de o gümbürtüyü bir kedinin yapabilmesi için ancak dört bacağını ve kuyruğunu altından toplayarak deli gibi poposu üstünde zıplayarak ilerlemesi gerektiğini söyledim. Bir kedinin işi olamazdı. Sanırım başka güçler tarafından uyarılmıştım. Kısık bile olsa müzikten rahatsız olan komşularım vardı. O evden taşındıktan sonra da müzik dinleyerek uyumayı denesem de uyuyamadığımı gördüm. Bir zevkimden daha mahrum bırakılmıştım.