Türkçe’de Deyimler Konu Anlatımı
Türkçe’de deyimler, bir durumu, bir olayı, bir kavramı daha etkileyici anlatmak için en az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan ve çoğu zaman gerçek anlamdan uzaklaşıp kendine özgü anlam kazanan kelime gruplarıdır. Deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sağlamış oluruz.
Deyimlerin Özellikleri
Deyimlerin bazı ortak özellikleri vardır. Bunlar şunlardır:
- Deyimler kalıplaşmış sözcüklerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine eş anlamlıları bile getirilemez. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez. Bu şekilde bir kullanım anlatım bozukluğuna yol açar. Örneğin:
- Etekleri zil çalmak (Doğru)
- Etekleri alarm çalmak (Yanlış)
- Çalacak etekleri zil (Yanlış)
- Deyimler şahsa ve zamana göre çekimlenebilir. Örneğin:
- Ödevimi yapınca öğretmenin gözüne girdim. (Ben)
- Ödevimizi yapınca öğretmenin gözüne girdik. (Biz)
- Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır. Örneğin:
- Kök söktürmek: Bir bitkinin kökünü çıkarttırmak değil, güçlük çıkarmak, uğraştırmak anlamındadır.
- Hapı yutmak: İlaç içmek değil, kötü duruma düşmek anlamındadır.
- Bazı deyimlerin gerçek anlamları da vardır. Örneğin:
- Sır saklamak: Sırrı açıklamamak
- El sürmemek: Değmemek, dokunmamak
- Deyimler bir kavramı ya da bir durumu anlatmak için kullanılır. Ders verme amacı taşımaz. Örneğin:
- Burun kıvırmak: Beğenmeyip küçümsemek anlamını içermektedir. Herhangi bir ders verme amacı taşımamaktadır.
- Deyimler sözcük grubu ya da cümle şeklinde bulunabilir. Örneğin:
- Ağzı kulaklarına varmak (sözcük grubu)
- İğne atsan yere düşmez (cümle)
Deyimler ve Atasözleri Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar
Deyimler ve atasözleri arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar vardır. Bunlar şunlardır:
Benzerlikler
- Her ikisi de çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin tarafından söylendikleri belli değildir.
- Her ikisi de kısa ve özlü sözlerdir. Yani az sözcükle çok şey anlatırlar.
- Her ikisi de kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar.
- Her ikisi de genellikle mecaz anlam taşırlar.
Farklılıklar
- Atasözleri cümle şeklindeyken, deyimler çoğunlukla söz grubu şeklindedir. Örneğin:
- İşleyen demir ışıldar. (atasözü)
- İki yakası bir araya gelmemek (deyim)
- Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durumlar için ve sözü söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir. Örneğin:
- Öfkeyle kalkan zararla oturur: Bu söz her zaman ve herkes için geçerli olduğu için atasözüdür.
- Kulak kabartmak: Bu söz ise anlık bir durumu bildirdiği için deyimdir.
Deyimleri Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Deyimlerin kullanımına dair daha fazla bilgi almak istiyorsanız, aşağıdaki noktalara dikkat edebilirsiniz:
- Deyimleri cümle içinde doğru yerde ve doğru şekilde kullanmaya özen gösterin. Deyimlerin anlamlarını ve örnek cümlelerini Türkçe Deyimler Sözlüğü gibi kaynaklardan öğrenebilirsiniz.
- Deyimleri anlatmak istediğiniz duruma uygun olarak seçin. Deyimlerin anlamları genellikle mecaz olduğu için, gerçek anlamıyla çelişen bir deyim kullanmamaya dikkat edin. Örneğin, “ağzından bal damlamak” deyimi, birinin çok tatlı konuştuğunu ifade ederken, “ağzından kan damlamak” deyimi, birinin çok acımasız olduğunu ifade eder.
- Deyimleri abartılı veya yersiz bir şekilde kullanmaktan kaçının. Deyimler, anlatıma güç ve renk katmak için kullanılan araçlardır. Ancak her cümlede veya her durumda deyim kullanmak, anlatımı sıkıcı ve yapay hâle getirebilir. Örneğin, “Bu işi yapmak için canını dişine takmalısın” deyimi, çok zor bir iş için uygun olabilirken, “Bu pastayı yemek için canını dişine takmalısın” deyimi abartılı ve komik bir ifade olur.
- Deyimleri kendi kültürünüzden veya başka kültürlerden gelen karşılaştırmalara dayanan ifadeler olarak algılayın. Deyimler, genellikle bir kültürün ortak deneyimlerine ve değerlerine dayanır. Bu nedenle, deyimleri anlamak ve kullanmak için kültürel bağlamını bilmek önemlidir. Örneğin, “Kedi gibi dört ayak üstüne düşmek” deyimi, Türkçe’de birinin şanslı olduğunu ifade ederken, “Kedi gibi yedi canlı olmak” deyimi, İngilizce’de aynı anlama gelir.