Türkçe’de Atasözleri Konu Anlatımı
Türkçe’de atasözleri, deneyim ve gözlemlere dayanan, geçmişten günümüze kadar gelmiş, toplumun tamamına mal olmuş, öğüt verici nitelikteki kalıplaşmış sözlerdir. Atasözleri, dilin zenginliğini ve kültürel mirasını yansıtan önemli birer anlatım aracıdır. Atasözleri, anlamları ve kullanımları bakımından bazı özellikler gösterir. Bunlar şunlardır:
Atasözlerinin Özellikleri
- Atasözlerinin söyleyeni belli değildir, atasözleri halkın ortak malıdır. Örneğin:
- Denize düşen yılana sarılır. (Bu atasözünü ilk kimin söylediği bilinmemektedir.)
- Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bu yüzden atasözünü oluşturan sözcükler yerine başka sözcükler getirilemez, sözcüklerin sıralanışında da değişiklik yapılamaz. Örneğin:
- Ak akçe kara gün içindir. (Doğru)
- Beyaz akçe kara gün içindir. (Yanlış)
- Kara gün içindir ak akçe. (Yanlış)
- Atasözleri cümle değeri taşır. Yani tamamlanmış bir yargı bildirir. Örneğin:
- Bugünün işini yarına bırakma.
- Atasözlerinin birçoğunda mecazlı bir söyleyiş vardır. Yani sözcükler gerçek anlamından uzaklaşıp başka bir anlam kazanır. Örneğin:
- Minareyi çalan kılıfını hazırlar. (Bu atasözünde “minare” sözcüğüyle büyük bir yolsuzluk kastedilmiştir.)
- Çok az da olsa gerçek anlam taşıyan atasözleri de vardır. Bu atasözlerinde sözcükler gerçek anlamında kullanılır. Örneğin:
- Dost ile ye, iç; alışveriş etme.
- Atasözlerinin bazıları aynı veya yakın anlamlıdır. Yani farklı sözcüklerle aynı veya benzer öğütleri verir. Örneğin:
- Mum dibine ışık vermez. ↔ Terzi kendi söküğünü dikemez.
- Körle yatan şaşı kalkar. ↔ Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Atasözlerinin bazıları zıt anlamlıdır. Yani farklı görüşleri veya durumları ifade eder. Örneğin:
- Fazla mal göz çıkarmaz. ↔ Azıcık aşım, kaygısız başım.
- İyilik eden iyilik bulur. ↔ İyilikten maraz doğar.
Atasözleri ve Deyimleri Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar
Atasözleri ve deyimleri arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar vardır. Bunlar şunlardır:
Benzerlikler
- Her ikisi de çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin tarafından söylendikleri belli değildir.
- Her ikisi de kısa ve özlü sözlerdir. Yani az sözcükle çok şey anlatırlar.
- Her ikisi de kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar.
- Her ikisi de genellikle mecaz anlam taşırlar.
Farklılıklar
- Atasözleri cümle şeklindeyken, deyimler çoğunlukla söz grubu şeklindedir. Örneğin:
- İşleyen demir ışıldar. (atasözü)
- İki yakası bir araya gelmemek (deyim)
- Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durumlar için ve sözü söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir. Örneğin:
- Öfkeyle kalkan zararla oturur: Bu söz her zaman ve herkes için geçerli olduğu için atasözüdür.
- Kulak kabartmak: Bu söz ise anlık bir durumu bildirdiği için deyimdir.
- Atasözleri topluma öğüt verirken, deyimler sadece içinde bulunulan durumları bildirir. Yani deyimlerin ders verme özelliği yoktur. Örneğin:
- Çobansız koyunu kurt kapar: Bu söz ders verdiği için atasözüdür.
- Burnu havada olmak: Bu söz ise öğüt verme amacı taşımadığı için deyimdir.
Örnek Atasözleri ve Anlamları
Atasözleri, deneyim ve gözlemlere dayanan, geçmişten günümüze kadar gelmiş, toplumun tamamına mal olmuş, öğüt verici nitelikteki kalıplaşmış sözlerdir. Türkçe’de çok sayıda atasözü vardır. Aşağıda ise bazı örnek atasözleri ve anlamları verilmiştir:
- Abanın kadri yağmurda bilinir: Her şeyin hayatta sahip olduğu bir değer vardır ve bu değerde ancak ona ihtiyaç duyulduğunda ortaya çıkar. Gerçek anlamda bu şeye ihtiyaç duyduğunuzda değerini de daha kolay anlayabilirsiniz. Örneğin:
- Şemsiye abanın kadri yağmurda bilinir.
- Acele işe şeytan karışır: Acele yapılan işten hiçbir zaman hayır gelmez. Acele ederek alınan kararlar veya yapılan işler hata yapmaya veya zarar görmeye sebep olabilir. Örneğin:
- Acele işe şeytan karışır, biraz daha düşünseydin daha iyi olurdu.
- Aç ayı oynamaz: Açlık veya yoksulluk çeken kişi veya hayvan eğlenmeye veya oynamaya vakit bulamaz¹. Öncelikli ihtiyacı olan yiyeceği temin etmek için uğraşır. Örneğin:
- Aç ayı oynamaz, sen de işini bitirmeden gezmeye gitme.
- Ağaç yaş iken eğilir: İnsanların eğitimi küçük yaşlarda verilmelidir. Belirli bir yaştan sonra bir insanı eğitmek zordur. Nasıl bir ağaç büyüdükçe onu eğmesi, şekle sokması zorsa, insanları da büyüdükten sonra eğitmek, terbiye vermek, fikirlerini değiştirmek zordur. Örneğin:
- Ağaç yaş iken eğilir, çocuklarınıza küçükken iyi alışkanlıklar kazandırın.
- Akıl akıldan üstündür: İnsanın düşünemediğini bir başkası düşünebilir. Bir konuya ne kadar hakim olunursa olunsun, o konu hakkında başkalarının fikrini de almak fayda getirir. Örneğin:
- Akıl akıldan üstündür, bu sorunu çözmek için arkadaşlarına danışabilirsin.