Tek Kollu Tek Bacaklı Tek Gözlü Canavar Abası
Abası, Türk mitolojisinin en ilginç kötücül yaratıklarından biridir. Yeraltında yaşar, insanları kaçırır, tek kollu, tek bacaklı ve tek gözlü bir yaratıktır.
Ateşten Yaratılmış Kötü Ruh Abası
Abası bir kötü ruhtur. Yeraltında yaşayan, insanları kaçırabilen, tek kollu, tek bacaklı, tek gözlü varlıklara verilen isimdir. Aynı kelime farklı Türk lehçelerinde “Abahı”, “Abazı”, “Abakı” gibi şekillerde de ifade edilmektedir. Abası, ateşten yaratılmıştır. Yeraltında (bir anlamda Cehennem’de) yaşadıklarına inanılır. İnsanlara zarar verirler.
Genellikle; tek ayaklı (veya ayaksız), tek gözlü ve kel olarak tasvir edilirler. Leş yiyerek beslenirler. Zararlı ve iğrenç görünümlü hangi canlı varsa, onların bu durumda olmasına Abasılar sebebiyet vermiştir. İnsanları yoldan çıkartırlar, kötü işler yaptırırlar ve bazı kimseleri de delirtirler. İnsan ruhunu kaçırabilirler. Görünmezdirler. Onları yalnızca şamanlar görebilirler.
Yeryüzünden yeraltına gelenleri de kendileri göremezler (mesela şamanları). Arka arkaya sıra halinde yürürler ve yeryüzüne çıktıklarında görünmez olurlar. İnsanoğlunu genelde yalnızken veya korumasız, çaresiz, sayrı (hasta) oldukları ve sıkıntılı zamanlarda yakalarlar.
Abasılara dahil olan daha başka pek çok çeşit kötü ruhun insanoğluna zarar verdiğine inanılır. Bunların verebileceği zararlar da değişik seviyelerdedir. Ayrıca bu iki gruba dahil olan daha başka pek çok çeşit kötü ruhun insanoğluna zarar verdiğine inanılır. Bunların verebileceği zararlar da değişik seviyelerdedir. Abasıların verdiği rahatsızlık sonucu hastalanmaya Tolaysı denir. Tolaysımak fiili ile de ifade edilir.
Türk halk kültüründe bostanlara dikilen korkuluklara da “Abakı” adı verilir ve korkutucu olması itibariyle bu sözcükle doğrudan bağlantılıdır. Abakı (bahçe korkuluğu) aslında daha önceki dönemlerde kötü ruhlardan korunmak için evlere ve bahçelere dikilen heykellerin, ongunların (totemlerin) veya simgesel direklerin dönüşmesiyle ortaya çıkmışlardır. Tatarlar bostan korkuluklarının gece canlanıp gezdiğini söylerler.
Abası Kelimesinin Kökeni ve Anlamı
Bu sözcük Türkçe’de kaçıran veya doyumsuz anlamlarında kullanılmaktadır. Aparmak (kaçırmak, alıp götürmek) anlamını içerir. Türkçe’de Apazlamak sözcüğü avuçlamak anlamına geldiği gibi rüzgarla gitmek de demektir. Abı sözcüğü de can, ruh gibi anlamlara gelir. Köken olarak Av kelimesi ile de bağlantılıdır. Anadolu’da Abaza kelimesi argoda cinsel doyumsuzluğu veya cinsel açlığı olan kişiyi ifade eder. [1]Kaynak: Deniz Karakurt, Türk Söylence Sözlüğü
Abasılarla Bağlantılı Diğer Kötü Ruhlar
Türk ve Moğol kültüründe yer alan başlıca bazı kötü ruhlar şunlardır ve bu isimlerin sonuna çoğul eki (-lar/-ler) getirilerek topluluk halinde anılırlar:
Yör: Yeraltında yaşadıklarına inanılır. Zaman zaman yeryüzüne çıkarak insanlara çeşitli zararlar verirler.
Körtiges: İnsanlara hastalık verirler. Türlü çeşitli hastalıklara neden olabilirler. Yaygın olarak insanların el ve ayaklarını tutmaz hale getirirler.
Saldı: Akşam vaktinde ortaya çıkıp evlerde dolanırlar. Türk kültüründe Güneşin batışı esnasında şer (kötü) güçlerin ortaya çıktığına inanılır.
Sile yahut Sileğe: İnsanlara kötülükler yaparlar. Çok hızlı hareket ederler, insanın aklını çeler ve yaptığı tüm iyilikleri yok etmesine neden olurlar.
Sımıl: Akşam ve sabah vaktinde ortaya çıkıp, insanlara musallat olurlar. Şer karışan vakitte yani günbatımı ve doğumunda etkili olurlar. Imıl ve Sımıl şeklinde de anıldığı olur.
Arsı: İnsanların içine girer ve özellikle kadınları kısırlaştırırlar. Kadınların çocuklarının olmaması bu varlıkların yüzündendir.
Incıh veya Inçıh: Ölümcül kötülükler yaparlar. Güçleri çok tehlikeli düzeydedir. Musallat oldukları insanın kurtulma şansı yok gibidir.
Alartpa yahut Alartpah: Ölümcül güçlere sahiptirler. İnsanı alıp götürebilecek güçte olduklarına inanılır. Her tür aldatıcı niteliğe sahiptir.
Çekey veya Çeğekey: İnsanları kör ederler ve görme duyularını yok ederler. İşitme duyusunu da yok edebilirler ve insanın sağır kalmasına neden olurlar.
Suğor veya Suvor: İnsanların kafasını karıştırır, gönlünü bunaltırlar. İnsan yüreğinin derinliklerine nüfuz edebilirler.
Hahsat veya Hahsağat: İnsanların soluğunu keser ve ciğerlerini hasta ederler. Nefessiz kalma, nefes darlığı, astım gibi rahatsızlıkların nedenidirler.
Beki: İnsanların kemiklerini eğerler. Kamburluk, kemik eğriliği, kemik ağrısı gibi rahatsızlıkları ortaya çıkarırlar.
Mohol: Beddualarla insanın içine girerler. İçine girdikleri kişi ölüye benzemeye başlar. Yüzü ve gözleri kuruyup çirkinleşir. Hareketleri yavaşlar. Yol Tanrısı Mohol Han ile de bağlantılı görünmektedirler. Çünkü yol aynı zamanda bahtı ve talihi de ifade eder. Bu varlıkların musallat olduğu kişilerin başına her tür talihsizlik gelir.
Supturuku veya Supturku: İnsanların iç organlarını hasta ederler. Mide ve bağırsak ağrıları verirler, iç organlara asalaklar yerleştirirler.
Sınalık: İnsanın güçsüzleşmesine neden olur, takatini keserler. Kas ağrıları, kramp gibi rahatsızlıkların sebebidirler.
Arbatı: İnsanın gücünü tüketir ve bedenini yok ederler. Dermansızlık, fersizlik gibi rahatsızlıklar hep onların eseridir.
Monoy: İnsanlara cilt hastalıkları verirler. Cüzzam gibi insanın görünüşünü bozan hastalıklar bunların musallat olmasıyla ortaya çıkar.
Alban: Çok kötü isimleri ve çok kötü yüzleri vardır. İntihar etmiş insanların ruhlarından meydana gelirler. Türk kültüründe intiharın hoş görülmediğinin en açık örneğidirler. Ters dönmüş gözleri, yukarıya kalkık olarak uzayan saçları vardır.
Callık veya Çalık: Bedenleri terstir. Yeryüzünü ve yaşamın dengesini bozup karıştırırlar. Sayıları oldukça fazladır. Kıcık Ölü, Carık Ölü, Tihik Ölü gibi adları vardır.
Harsa: Kuduz köpekleri ve saldırgan inekleri vardır. Gözleri kurumuştur. İnsana baktıklarında soğuk su dökmüş gibi titretirler. Yeni doğmuş bebekleri yerler. Beşikleri bozarlar. Çok çirkindirler.
Cahık veya Çahık: Lanetlenmiş insanların ruhlarıdır. Şekil değiştirebilirler. Kanlı elleri, kupkuru gözleri, ölümcül sözleri vardır. Çok tehlikelidirler.
Dipnotlar
↑1 | Kaynak: Deniz Karakurt, Türk Söylence Sözlüğü |
---|