Tapınak

18
0
(0)

H. P. Lovecraft, Tapınak, 6

Harcamaya kıyabildiğim son kibritin de sönüp gitmesinden sonra, karanlıkta çıt çıkarmadan oturdum. Kaçınılmaz sonumu düşünürken zihnim önceki olaylara gitti ve şimdiye kadar uyumakta olan, daha zayıf ya da batıl inançlı birini korkudan tir tir titretecek bir izlenimi su yüzüne çıkardı. Kaya tapınak üzerine oyulmuş ışıltılı tanrı başı, ölü denizcinin denizden getirdiği ve zavallı Klenze’nin yeniden denize götürdüğü fildişi parçası üzerine oyulmuş portrenin aynısıydı.

Bu rastlantıya biraz şaşırmakla birlikte, dehşete düşmedim. Benzersiz ve karmaşık olanı doğaüstücülüğün ilkel kestirmeciliğiyle kısa yoldan açıklamaya çalışmak ancak yeterince düşünmesini bilmeyen insanların harcıdır. Rastlantı tuhaftı ama mantıkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan durumlarla ya da Victory olayından sonra meydana gelen felaketlerle şu anda içinde bulunduğum bela arasında esrarengiz bağlar kurmayacak kadar sağlam akıl yürütebilen biriydim. Daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyduğumdan, bir uyku ilacı içip derin bir uykuya daldım. Sinir bozukluğum düşlerime de yansımış olmalı ki düşümde, boğulan insanların çığlıklarını duyup, ölü suratların lombozlara yapıştığını gördüm boyuna. Ve bu ölü suratlar arasında, fildişi madalyon üzerindeki gencin canlı, alaycı suratı da vardı.

Uykudan bugünkü uyanışımı kayda geçirirken dikkatli olmalıyım. Çnkü sinirlerim laçka olmuş durumda. Dolayısıyla ister istemez sanrılar gerçeklerle karışıyor. Psikolojik bakımdan durumum son derece ilginç. Uzman bir Alman yetkili tarafından bilimsel olarak gözlemlenemediğime çok yanıyorum. Gözlerimi açtığım anda ilk duygum, her an şiddetini artıran ama aksi yönde işlev gören korku duygusunun etkisiyle otomatik olarak direnç gösterdiğim kaya tapınağı ziyaret etmek yönünde karşı konulmaz bir arzu oldu. 

Sonra çoktan bitmiş bataryaların karanlığında bir ışık izlenimi algıladığımı sandım. Sanki geminin tapınağa bakan lombozundan suyun fosforlu gibi ışıdığını gördüm. Hiçbir derin deniz organizmasının böyle bir ışıltı yayamayacağını bildiğimden, bu dikkatimi çekti. Ama incelemeye kalmadan, akıldışılığı ile duyularımın nesnelliğinden kuşkulanmama yol açan üçüncü bir izlenim edindim. İşitsel bir sanrıydı bu. U29’un kesinlikle ses geçirmez gövdesinin dışından geliyora benzeyen çılgın ama yine de güzel bir ezginin ya da koro tarafından okunan ilahinin ritmik, ahenkli sesini duymakta olduğum duygusuna kapıldım. Psikolojimin ve sinirlerimin çok berbat durumda olduğu kesin inancıyla birkaç kibrit yakarak, kendime okkalı dozda bir sodyum bromür çözeltisi hazırlayıp içtim.

Bu beni biraz sakinleştirmiş olmalı ki ses yanılsaması kayboldu. Ama fosfor ışıltısı yerli yerindeydi. Lomboza gidip kaynağını araştırmak gibi çocukça bir dürtüyü bastırmakta zorluk çektim. Bu ışıltı korkunç derecede gerçekti. Öyle ki çok geçmeden onun yardımıyla çevremde olduğunu önceden bildiğim nesneleri de şimdiki yerinde daha önce görmediğim boş bromür bardağını da görebiliyordum. Bu son ayrıntı beni derin düşüncelere sevk etti ve odayı arşınlayıp bardağa dokundum. Gerçekten de, gördüğümü sandığım yerdeydi. Artık, ışığın ya gerçek ya da yok etmeyi umamayacağım kadar sabit ve sürekli bir yanılsamanın bir parçası olduğunu biliyordum. Bu yüzden, direnmekten vazgeçerek ışık yayan nesneyi aramak için kumanda kulesine çıktım. Bu, kurtulma olanağı sağlayacak bir başka Uboat olamaz mıydı?

Okuyucu bundan sonra anlatılanları nesnel gerçeklik olarak kabul etmese iyi olur. Çnkü anlatılanlar doğa yasalarını aşıyor. Bunların benim aşırı yorgun zihnimin öznel yaratıları olduğu muhakkak. Kumanda kulesine ulaştığımda denizin beklediğimden daha az ışıltılı olduğunu gördüm. Etrafta ışık saçan bir hayvan ya da bitki yoktu ve nehre doğru eğimle uzanan kent karanlıkta görünmüyordu. Gördüğüm şey ne hayranlık uyandırıcı ne acayip ne de dehşet vericiydi. Yine de bilincimin yerinde olduğuna ilişkin son güven kırıntılarını da yok etti. Çünkü kayalık yamaca oyulmuş deniz dibi tapınağının kapısı ve pencereleri, içerisinde büyük bir sunak ateşi yanıyormuşçasına pırıl pırıldı.

BU İÇERİĞİ NE KADAR BEĞENDİNİZ?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 0 / 5. Oy sayımı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

Keşfet

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et