Korku Filmi: Our Evil

Our Evil isimli korku filminin uzun konu anlatımı. Resmi tanıtımlarla yetinmek istemeyenler için.

Our Evil adlı korku filmi IMDB puanına (5.6) bakılacak olursa öyle çok ahım şahım bir film değilmiş gibi görünüyor. Ancak filmi keyif alarak izlemiş biri olarak şunu gönül rahatlığı ile ifade edebilirim ki bu film kesinlikle aldığı IMDB puanından daha iyi. Tabi; çok büyük, çok farklı, görsel efektlerle bezenmiş ve aşırı ünlü aktörlerin yer aldığı bir korku filmi izleyeceğinizi sanıyorsanız hiç davranmayın; hayal kırıklığı yaşarsınız.

Our Evil, mütevazi bir korku filmi. Beğenmemin ve korku filmi severler için izlenebilir düzeyde bir film olarak tavsiye etmememin nedeni ise filmin ortalara doğru açılarak kendi çapında gayet şaşırtıcı bir sona doğru ilerlemesi. Bunu yaparken de izleyiciyi sıkmamayı başarması. Filmin konusu ile ilgili kendi özet ve yorumlarım kısmına geçmeden önce, hemen her sinema sitesinde bulabileceğiniz standart tanıtım metnini aşağıda vermeyi uygun görüyorum:    

Our Evil Filminin Konusu

Arthur, küçük yaşlardan beri çok özel psişik yeteneklere sahip bir çocuktur ancak bu yetenekleri ona çok ağır gelmektedir. Bu sırada tam da hayatından vazgeçmişken kendine ruhani bir akıl hocası bulur ve bu yetenekleri ile yaşamayı öğrenir. Fakat yıllar sonra Arthur baş edemediği bir güç ile karşı karşıya kalır ve bu yaratığa bazı insanları istemeden de olsa feda etmek zorunda kalır. Arthur bu deneyimini hiç bir zaman unutmaz ve hiç beklemediği bir gün yine bu cehennem yaratığının bu sefer kendi kızının peşine düşeceğini öğrenir. Arthur ne yapacağını bilemezken yine imdadına akıl hocası yetişir ancak Arthur’un kızının ruhunu kurtarması için yapması gerekenler ölümcüldür!

Our Evil – Benim Özetim

Öncelikle yukarıda yer alan ve istisnasız bütün film sitelerinde standart olarak karşınıza çıkacak olan bu konu özeti büyük oranda yanlış. Gelin ben size bu filmin doğrusunu anlatayım.

Film Arthur’un deep web’den bir kiralık katil araması ile başlıyor. Önce katilin çaresiz bayan kurbanlarının kafa derilerini canlı canlı yüzüp, onları acı içinde, gram acıma hissetmeksizin öldürüşünü izliyoruz beraberce. Daha sonra Arthur, deep web’den bulduğu bu psikopatla buluşuyor ve onunla -bu kısımda izleyici için biraz muğlak olan- bazı şartlarda anlaşıyor. Daha sonra katilin, Arthur’la buluştuğu barda, Arthur’un ayrılışından sonra ayarladığı iki hayat kadını ile eve gidip, onları da hunharca katledilişini izliyoruz. 

Devam eden bölümde Arthur, sanırım 18. yaşına girecek olan kızına başbaşa bir akşam yemeği ile kendi elleriyle hazırladığı pastayı ikram ediyor. Kızın mumları söndürdüğü o en mutlu anda; keskin nişancı olan kiralık katil, kızı tek kurşunla alnından vuruyor. Masanın karşısında nisbeten sükunetle oturmakta olan Arthur da kiralık katille olan anlaşmasının gereği olarak; kızının hemen ardından, aynı şekilde öldürülüyor. Burada “Ne oldu ya? Filmin ana karakteri filmin ortasında niye öldürülüyor? Hem hani bu korku filmiydi; niye hiç doğaüstü bir şeyler görmedik?” gibi bazı sorular beyninize hücum ediyor.

Sonraki kısımda ise hunhar kiralık katil evine gidiyor. Kiralık katil, söz verilen ödemenin ikinci kısmını alabilmek için gereken şifreyi öğrenmek amacıyla Arthur tarafından önceden kayıt edilmiş bir videoyu izlemeye başlıyor. Asıl film de buradan sonra başlıyor. Arthur’un neden bir kiralık katil tutarak kızını ve kendini öldürttüğünü, bu iş için hangi saiklerle neden bu katili seçtiğini ve benzeri diğer soruların yanıtlarını öğreniyoruz. Biz korku filmi severlerin genel beklentisi olan doğaüstü olaylar da Arthur tarafından ölümünden önce kaydedilmiş bu videoda sebep sonuç ilişkileri çerçevesinde mevcut. 

Film bittiğinde ise her şey yerli yerine oturuyor. Cevaplanmamış herhangi bir soru kalmıyor ve daha da iyisi; aslında Arthur ve kızının ölümlerinin; gayet memnuniyet verici, güzel, mutlu bir son olduğunu anlıyoruz. Hülasa; Our Evil – Bizim Şeytanımız adlı korku filmini, belki başlarda bazıları için sıkıcı gibi görünebilecek bir hikayeyi, basit ve hoş bir kurgu ile gerçekten “İzlediğime değdi” dedirtecek şekilde izlenir kılmasından dolayı tavsiye ediyorum. Ve evet; hala öyle büyük bir film değil. Ama kesinlikle vakit kaybı da değil…