Skip to content

Mösyö Bon Bon

Edgar Allan Poe, Mösyö Bon Bon, 6

“Bildiğimi söyleyemem” “Evet! Aristoteles’e insanların hapşırırken gereksiz fikirleri burunlarından dışarı attığım söyleyen bendim.” “Bu -hık!- gerçekten de doğru” dedi metafizikçi, kendisine bir bardak daha Mousseux koyarken ve ziyaretçisinin parmaklarına enfiye kutusunu sunarken. “Platon’a da,” diye devam etti Majesteleri, enfiye kutusunu ve içerdiği iltifatı alçak gönüllükle geri çevirerek:

 “Platon’a da bir zamanlar arkadaşça hisler beslemiştim. Platonla tanıştın mı Bon Bon?Ah! Hayır, binlerce kez özür dilerim. Benimle bir gün Atina’da, Parthenon’da karşılaştı ve bana bir fikirden bunaldığını söyledi. Ona O NOUS EST İN ANGOS’yu” yazmasını önerdim. Bunu yapacağını söyleyip eve gitti, ben de piramitlere çıktım. Ama vicdanım beni bir arkadaşa bile olsa birine gerçeği söylediğim için kınadı ve apar topar Atina’ya geri dönüp Aglos’yu yazarken filozofun sandalyesinin arkasında durdum. Kağıda parmağımla dokunarak ters çevirdim. Böylece cümle şimdi ‘O nus estin aglos” olarak okunuyor ve gördüğün gibi metafiziğinin temel doktrini.

“Hiç Roma’da bulundunuz mu?” diye sordu “Restaurateur” ikinci Mousseux şişesini bitirdikten sonra dolaptan büyük bir şişe Chambertin alırken. “Sadece bir kez sevgili Bon Bon, sadece bir kez. Bir ara” dedi Şeytan, sanki bir kitaptan okurcasına “Bir ara beş yıllık bir anarşi dönemi olmuştu ve o sırada bütün memurlarından yoksun kalan cumhuriyetin halkın seçtiklerinden başka yargıcı yoktu. Bunlar da yasal idari yetkiye sahip değildi. O zaman, Mösyö Bon Bon yalnızca o zaman Roma’daydım ve bu yüzden onun felsefesine ilişkin dünyevi bir tanıdığım yok.”

“Epicurus hakkında ne -hık!- düşünüyorsunuz?” “Kimin hakkında?” dedi şeytan şaşkınlıkla, “Epicurus’ta kusur bulmak istiyor olamazsın! Epicurus hakkında ne düşünüyormuşum! Beni mi kastediyorsunuz bayım? Epicurus benim. Diogenes Laertes tarafından adı anılan üç yüz bilimsel incelemenin her birini yazan filozof benim.” “Bu bir yalan!” dedi metafizikçi çünkü şarap biraz başına vurmuştu. “Çok güzel! Gerçekten çok güzel bayım! Gerçekten çok çok güzel bayım!” dedi. 

Epey koltukları kabarmış görünen Majesteleri. “Bu bir yalan!” diye tekrarladı “Restaurateur” dogmatik bir şekilde, “bu -hık!- bir yalan! “ “Peki, peki! İstediğin gibi olsun” dedi şeytan uzlaşmacı bir şekilde ve Majestelerini bir tartışmada yenmiş olan Bon Bon ikinci bir Chambertin şişesini bitirmenin görevi olduğunu düşündü.

“Dediğim gibi” diye devam etti ziyaretçi “Az önce belirttiğim gibi kitabında bir takım çok autre fikirler var, Mösyö Bon Bon. Mesela ruh hakkında bütün o palavraları sıkarken ne demek istiyorsun? Lütfen söyle bana, ruh nedir?” “Ruh -hık!-“ diye yanıtladı metafizikçi “Hiç şüphesiz” 

“Hayır efendim!” “Hiç kuşkusuz” “Hayır efendim!” “Hiç tartışmasız” “Hiç tereddütsüz” “Hayır efendim!” “Hık” “Hayır efendim!” “Ve şüphe yok ki bir” “Hayır efendim! Ruh böyle bir şey değildir.” Bu noktada filozof bir kaşık suda boğacakmış gibi bakarak üçüncü Chambertin şişesini bitirme fırsatını anında değerlendirdi. “Öyleyse -hık!- lütfen söyleyin bayım nedir nedir ruh?” “Ruh ne buradadır, ne orada, Mösyö BonBon” diye yanıtladı Majesteleri düşünceli düşünceli. “Bazı çok kötü ruhları tattım yani tanıdım. Çok iyilerini de.” Burada dudaklarım şapırdattı ve, elini bilinçsizce cebindeki kitabın üstüne koyduktan sonra, şiddetli bir hapşırık krizine tutuldu.

Devam etti: “Cratinus’un ruhu fena değildi. Aristophanes’inki canlıydı. Platon’unki enfesti. Senin Platon değil, komik şair Platon. Senin Platon Cerberus’un midesini kaldırırdı. Öğğ! Sonra, bir bakalım! Naeivus vardı, Andronicus, Plautus ve Terentius. Sonra Lucilius vardı, Catullus, Naso ve Ouintus Flaccus, sevgili Ouinty! Beni eğlendirmek için şarkı söylerken ona böyle hitap ederdim, bir yandan da sırf keyfim yerinde olduğundan, onu bir çatalın ucunda kızartırdım. Ama bu Romalılar tatsız. Tek bir tombul Yunanlı onların bir düzinesine bedel. Hem besleyiciler de. Bir Ouirite içinse aynı şey söylenemez. Senin Sauteme’ni bir tadalım bakalım.”

Pages: 1 2 3 4 5 6 7 8

Soru sor, cevap yaz, yorum yap, kendi hikayeni anlat... Burası senin; istediğini yazabilirsin.