Skip to content

Mezarlıktaki Fısıltı ve Gölgeler

Yaşanmış Korku Hikayeleri – Giresun’un bir köyünde gerçekten yaşanmış bir korku hikayesi. Sitemizin Instagram takipçilerinden biri olan şahız bizzat yaşamış olduğu korku dolu olayın hikayesini anlattı.

Yaşanmış Korku Hikayeleri – Selamün Aleyküm. Başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum… Abi ben Giresunluyum. On beş gün kadar vakit geçirmek için köyümüze gitmiştik. Benim köydeki arkadaşlarımla hep bi işler çeviririz. Bizim yayla yolunda bir mezarlık var. Bir gün aranın hemen yanında bulunan çardağa gidip, eğlenmeye karar vermiştik. Bizim sadece bir arkadaşta motor var. Onunla gezeriz biz abi arkadaşlarla. Beş kişi gittik. Amacımız o çardakta müzik açıp oynamaktı. Tek motor olduğu için ilk önce iki kişi gitmesinin lazım. Sonra motoru süren arkadaş öbür arkadaşları alacaktı. Bunlardan biri de benim kuzenimdi.

Mezarlıktan Gelen Fısıldaşma Sesleri

Ben ve kuzenim erkeklik yapıp önden çıkmaya karar verdik. Sözünü ettiğim motoru olan arkadaş bizi bıraktı ve geri, öbür arkadaşları almaya gitti. Ben ve kuzenim, mezarlığın yanındaki çardakta yalnız kaldık. O süre içinde vakit geçsin diye birbirimizle konuşup, sohbet ederken belli belirsiz, fısıldama gibi bir takım sesler duymaya başladık. Başlarda fazla önemsemedik. Kafa dağıtmak için kızlar hakkında filan konuşmaya başladık. Oradaki mezarların birinde dedem yatıyor bu arda. Ben ve kuzenim dedeme ve diğer ölülere saygısızlık olmasın diye bu konuda konuşmayı fazla uzatmadık. Ancak bir yandan da mezarlıktan sürekli olarak mırıldanma, fısıldama sesleri gelmeye devam ediyordu. Bizse cesaretimizi kaybetmemeye çalışıyorduk. 

Bunlar Cin Filan mı?

Sonra aniden bir bağırma sesi geldi. Ben “Aha bizim ibneler geliyor.” dedim. Ancak ben bu cümleyi kurunca daha güçlü bir bağırma sesi geldi. Kuzen bana “Bizimkilerin sesine benzemiyor. Bu daha kalın bir ses.” dedi. Ben buna küfür edip “Mal! Bizimkiler değilse kim?” dedim. Bu “Bilmiyorum.” dedi. Dedemin mezarı çardağa çok yakın. Oradan bir gülüşme sesi geldi. Biz bunun olmasının ardından korkudan neredeyse kafayı yedik. “Bunlar cin filan mı?” dedim. Sonra diğer arkadaşlar geldi. Bize motorun arıza çıkardığını ve tamir için beklemek zorundan kaldıklarından geciktiklerini söylediler. Biz “Sorun yok.” deyip geçecektik. Az önce duyduğumuz garip seslerden söz açmaya yeltendim. Ancak kuzenim bana sus işareti yaptığı için ben de konuyu değiştirip başka bir şey anlatmaya başladım. 

Buralarda Cin Çok Olur

Benim telefondan müzik açtık. Disko kurduk bir nevi; dans edip, oynuyoruz…Derken kulağımıza bağrışma sesleri gelmeye başladı. Sanki iki adam tartışıyor gibiydi… Bizim içimizi bir korku kapladı. Ben müziği kapattım ama bağrışma sesleri devam ediyordu. “Benim adım deli! Ben gider bakarım, noluyor amk!?” dedim. O esnada aramızda bulunan ve bizim köyün tek yerlisi olan motorcu arkadaş: “Burası köylük yer. İstanbul’a benzemez. Siktir git!” diye tersledi beni.

Ben “En fazla ne olur amk? Geberir gideriz!” dedim. Motoru olan arkadaş “Burada cin min çok olur. Köy burası!” dedi. Ben buna küfür ettim. Dedim “He amk; çarparlar!” Bu arada biz bunları konuşurken sesler bir duraksıyor, bir devam ediyordu. En son; bana deli dedikleri için ben gitmek için yola koyuldum. Mezarlık çardağın alt tarafında kalıyordu.

Yavaşça yürüdüm. Mezarlığa indim. Ortalıkta kimse yok… Etraf zifiri karanlık. Bir tek benim telefonun flaşının ışığı… Beni bir anda koşarak, geri; çardağa dönme hissi sardı. Ayı kovalıyormuş gibi koşmaya başladım. Arkadaşlar beni o halde görünce tırsmışlar. Ben hemen girdim çardağa ve “Hadi gidelim!” dedim. Bunlar “Ne oldu? Ne vardı? Ne gördün?” diye sorular sormaya başladılar bana. Ben “Bir şey yoktu.” dedim. Derken yine bir bağrışmadır koptu!.. Arkadaşlar bana dediler ki: “Oğlum nasıl kimse yok diyorsun?! Kimse yoksa bu sesler ne o zaman?!” Dedim “Hadi gidelim buradan!” Çok korkmuştum çünkü. Ben baktığımda hiç kimse veya hiçbir şey yoktu orada.

Mezarlıktaki Gölgeler

Neyse, tartışmayı fazla uzatmadık Beş kişi motora bindik. Eve doğru yol alıyorduk Motorsa en sona ben oturmuştum. İlk düşen de ben oldum. Herhalde taşa çarptık diye düşündüm. Tek düşen de benimdir herhalde diye düşünürken bir baktım hepimiz yerdeyiz. Ama benimle diğer arkadaşlarımın arasında 15 metre kadar mesafe var. Onlar sürüklendi galiba… Tek ben normal düşmüşüm. Mezarların en tepesinde, gölge gibi hareket eden bir varlık mı bilemem ama bir şey gördüm. Bunlara bağırdım “Çabuk binin, gidelim!” Gölgeler bana değil, sadece onlara doğru gidiyordu. Belki bana da gelen vardı ama görmedim ben. 

Şükür Namazı Kıldık

Koşarak arkadaşlarımın yanına gittim. Hep beraber motora bindik. Herkes korktuğu için direkt evlere dağılalım dedik. Yatsı vaktinden bir buçuk, iki saat kadar sonra köye varmıştık… Ben de arkadaşlara “Gelin bi namaz kılalım. Ne olur ne olmaz.” dedim. Herkes “Tamam, olur…” filan dedi. Girdik camiye. Bu arada bizim köyde cami kapısı kilitlenmez. Onun için rahatça girdik. İki rekat şükür namazı kılıp çıktık [1]Şükür namazı; bir nimete kavuşan ya da bir musibetten kurtulan Müslümanların Allah’a şükranlarını sunmak gayesiyle kıldıkları bir namazdır. Sonra caminin avlusunda oturup olanları tartıştık. Arkadaşlarımın hepsi benim gördüğüm şey hakkında farklı fikirler ileri sürdüler, yorumlar yaptılar. Saat gece 01’e yakın evlerimize dağıldık. 

Garip Sorular

En cesurları bendim. Herkes hala yaşananların etkisinde olduğu için korkuları geçmemişti henüz. İlk benim kuzeni evine bıraktık. Sonra diğer arkadaşlar derken hepsi evlerine gitti. Ben elimdeki telefonun ışığıyla kalan yolu yürüyerek gidiyordum. Rahmetli dedemin “Oğlum” diye sevdiği bizim de dayı dediğimiz abimizin evinin önünden geçiyordum. Arı kovanları vardı onun. Arıcılık yaptığı için köyde yaşardı. Beni gördü. Yanına çağırdı. Bana garip garip sorular sormaya başladı. Ben de kısa süre önce yaşamış olduğumuz bu olayı anlattım. Dayı bana “Bir daha gitmeyin oraya.” filan dedi. Ben buna orada olanlarla ilgili düşüncesini sordum.

“Neden o gölgeler bana doğru gelmediler de sadece arkadaşlarıma gittiler?” dedim. Bu arada; babam ben küçükken vefat etti. Dayı bana “Büyük bir ihtimalle yetim olduğun.” için diye cevap verdi. O günden beri Allah’tan başka kimseden korkmam. Bu arada yaşadığımız olayın üstünden bir yıl geçmedi (2019) daha.

Ana Sayfa * Paranormal Deneyimler 

Dipnotlar

Dipnotlar
1 Şükür namazı; bir nimete kavuşan ya da bir musibetten kurtulan Müslümanların Allah’a şükranlarını sunmak gayesiyle kıldıkları bir namazdır.

Soru sor, cevap yaz, yorum yap, kendi hikayeni anlat... Burası senin; istediğini yazabilirsin.

Paranormal Haber