Köyümüze İfritleri Musallat Eden Büyü

47
0
(0)

Yaşanmış Korku Hikayeleri – Çok iyi hatırlıyorum; yaşadığımız korkunç olaylar 1986 yılı 8 Ağustos Cuma günü başladı.

Olayların yaşandığı gün aslında gayet normal bir gün olarak başlamıştı. Köyde top peşinde koşturup sonrasında eve dönmüştüm. Annem akşam yemeğini hazırlamıştı; ben de sofrayı kurmaya yardım ediyordum. Babam, akşam namazını kıldı, sofraya oturdu. Haydi “Bismillah” deyip başladık yemeye. Yemeğimizi bitirdikten sonra annem sofrayı topladı. Biz de babamla sedire oturduk, konuştuk derken gece oldu. 

Uyandığımda Her Yer Sallanıyordu

Annem yatakları kurarken; babam da yatsı namazını kılmak için camiye gittiydi. Namazını kılıp geldikten sonra yattık. Gaz lambasının söndürülmesiyle gözümü kapamam bir oldu. Annemin çığlığı; babamınsa “Oğlum kalk, kalk!” diye bağırışmalarına uyandım. Her yer sallanıyordu. İki saniye olmadı kendimizi köy meydanında bulduk. Bütün köylü aynı bizim gibi meydana toplanmıştı. Köy meydanında tabiri caizse bir arbede hakimdi. 

Çocuklar ağlıyor; anneleri onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Kayıplarını arayanlar; bir daha eve dönmeye çalışanlar da az değildi. Sabahı bu şekilde etmiştik… Rüstem amcanın radyosundan haberleri dinledik. Bir daha deprem beklenmiyordu ama tuhaf olan bir şey vardı: Deprem sadece bizim köyde olmuştu. Biz bu sorunun cevabını düşüne duralım; akşam oldu. Baktık artçı deprem yok; biz de sonunda döndük evlerimize. 

Kaybolan Yedi Erkek Çocuğu

Eve geçtik. Yıkık, kırık dökük ne varsa elimizden geldiğince onardık, tamir ettik. Annem mis gibi tarhana çorbası yapmıştı. Biz çorbalarımızı içip depremi tartışırken kapı çalındı. Gelen bakkal Hüseyin abiydi. Bizim köyden yedi oğlan çocuğu kaybolmuş; nasıl olduğunu bilen yok! Birdenbire oluvermiş. Depremin üstüne bir de bunun olması bizi iyice korkuturken babam da köylülerle birlikte çocukları aramaya gitti. 

Biz de evde tek kalmaya korkup annemle Sabire yengenin evine geçtik. Bütün köyün kadınları çocuklarını almış, buraya toplanmıştı. Çocukları kayıp olan beş kadın ağlaşıyor, diğer çocukların anaları çocuklarını an olsun yanlarından ayırmıyordu. Böyle böyle sabah saat dört olmuştu. Babamlar geldi. Çocukları bulamamışlar. Babam bizi aldı, eve geçtik. Sonra annemle babam yatarken, beni ortalarına aldılar. Bu kaçırılma vakası hepimizi korkutmuştu.

Köye Büyü mü Yapılmıştı

Related Posts

Birkaç gün geçti aradan… Çocuklardan hala haber yokken biz yeni aldığımız haberlerle yıkıldık. Bütün köyün koyunları telef olmuştu. Biz hala işe anlam veremeye duralım köye büyü yapıldı dedikoduları ayyuka çıkmıştı. Zaten gergin olduğumuz bu günlerde büyü dedikodusu ile sinirlerimiz iyice gerilmişti. Ben de babamla beraber köyün diğer erkekleriyle beraber köyün imamına gittik, konuştuk; acaba olabilir mi? diye sorgu sual etmek için. İmam “Ben bir şey bilemem ama yine de bir araştırmak lazım.” deyince kolları sıvadık, başladık araştırmaya.

Biz birşey bulamamışken Rüstem amcanın oğlu Bahattin elinde bir şeyle çıktı geldi. Öyle boş boş bakıyordu. Biz “Neyin var Bahattin?” deyince bize hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Elindeki şeyin ne olduğunu bilmiyor ve nereden aldığını hatırlamıyormuş. Tabi biz iyice korktuk. Rüstem amcam ve imam Bahattin’i kontrol ettiler; hiçbir şeyi yok idi. Sadece üstü başı toz olmuş, tırnaklarında toprak vardı. Anlaşılan bizim Bahattin bir yeri kazıp o şeyi çıkarmıştı. 

Büyü; Köye İfritleri Musallat Etmiş

Şey dediğimiz; muska benzeri bir deriydi. İçini açıp baktık; garip garip rakama benzeyen şekiller vardı içinde. İmam bunun büyü olduğunu ama ne büyüsü olduğunu bilmediğini söyledi. “Beni aşar bu” dedi. O an benim can dostum sayılan Kemal söze karıştı. “Abi benim halama zamanında bir büyü yapıldıydı. Biz de karşı köyde bu işlerden anlayan bir hoca var; ona gittiydik. Bize ne olduğunu söyleyip, büyüyü çözdüydü. Bence ona sual etmekte fayda var.” 

Kemal’in söyledikleri üzerine biz de hocayı bulduk, sual ettik, konuştuk, köye getirdik. Hoca olanları dinledi, yazıyı inceledi. Bilmem ne büyüsü imiş. (İsim vermeyeceğim.) Bu köyde çok kötü şeyler yapılmış imiş. Bu büyü de basit bir büyü değil imiş. Kırmızı büyü türüne girecek kadar güçlü bir büyüymüş. Büyü köye ifritleri musallat etmiş. (Bilmeyenler için ifrit en güçlü cinlerdendir. Baş etmesi zordur)

Köyü Terk Etmeyenlerin Esrarengiz Ölümü

Hoca, sözlerinin devamında “Bunlar daha başlangıç… Yol yakınken kaçın. Bu büyüyü çözsek bile yine de baş edemeyiz.” dedi. Bu haberin ardından köydeki 15 evden 9’u kaçtı gitti köyden. Biz, Rüstem amcalar ve birkaç kişi kaldıydık. Amma velakin hoca haklı imiş. Biz kaldığımız süre boyunca evde kırılmayan tabak çanak kalmadı. Köyden iki kişi delirdi. Bahattin de kayboldu ortalıktan. Bu olaylara biz de yanamadık; dört aile daha ayrıldık köyden.

Biz gittikten sonra köyde kalan iki aileden biri Rüstem amcamınkiydi. Bahattin’in acısına kaldıydı… Diğeri de iki çocuğu kaçırılan bir diğer aileydi. Onlar sanırsam belki de çocukları bir gün geri gelir umuduyla bütün korkularına rağmen köyde kalmayı tercih etmişlerdi… İşte anlatılana göre; Rüstem amca ve karısı evde ölü bulunmuş. Diğer aile de aynı şekilde… Ama neden öldükleri hala çözülememiş. Ölüm raporlarında kalp krizi yazıyormuş. Bu olaylar hala çözülememiş. Bildiğim kadarıyla köy şu an halen terk edilmiş durumda…

Ana Sayfa Paranormal Deneyimler

BU İÇERİĞİ NE KADAR BEĞENDİNİZ?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 0 / 5. Oy sayımı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

  1. […] bulundu. Biraz sakinleşince “Ben köye dönüyorum; geliyor musun?” dedi. “Yok” dedim. O köye geri döndü. Velhasıl kelam hayretler içerisindeydim hala. Kalbim küt küt atıyordu. Dere […]

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin