Komşu Kadının Cin Kocası

O anda bütün camlar patladı, tuzla buz oldu sanki. Islak ve çırılçıplak vaziyetteydim “Abi kendine gel!” diye yalvarmaya başladım. Ağlıyor, haykırıyordum ama sesim banyoda yankı yapmaktan başka bir işe yaramıyordu. Abim üzerime saldırdı fakat o abim değildi. Aniden bir güç beni banyonun duvarına yüz üstü yapıştırdı. Hiç hareket edemiyordum.

O gece olanların aynısı olmuş, ağzım dilim tutulmuş, hiçbir yerimi hissetmiyordum. Geriye dönüp kafamı dahi çeviremiyordum. Belime sarılan o simsiyah kolları ve eli sezebiliyor, boynumda gezen o uzun ıslak iğrenç kokan, zımpara gibi siyah dili görebiliyordum. Birden sırt üstü yere düştüm kırık camlar sırtımın her yerini kesmiş. Kan akan her noktama, simsiyah sivri sivri dişlere sahip sülükler yapışmıştı.

Karşımda duran kişi abim değildi artık. Sureti, şekli şemavi kitaplarda gördüğüm şeytanı andırıyordu. Üzerime uzandı. Benimle ilişkiye girmek istiyordu. Ona karşı koyamıyordum. Hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. Ağlamaktan başka hiçbir şey gelmiyordu elimden. Tamamen çaresizdim. Bayılmak üzere, sersem bir hal içerisine girmiş vücudumun her kası titriyordu.

O an etrafımızda düzinelerce cin belirdi ve bir an önce onlara göre eğlence olan bu durumun son safhasını istiyor, hepsi tek bir ağızda “Yeh yeh yeh” diye ayin yapıyorlardı. Ben ise artık bu vahşetin bitmesi için ölmek dahi istiyordum. Tam beni elde edeceği esnada televizyondan Kuran sesleri gelmeye başladı. O anda saliseler içinde her şey bitti. Sanki duman olup dağıldılar.

Yanı başıma abimin bitkin düşmüş bedeni yığılıp düşüverdi. Ben son bir gayret ile kalkıp kanlar içinde, duvarlara tutuna tutuna, sürüne sürüne, karşı komşuya gittim. Hemen polis çağırdılar. Ambulans geldi. Bizi hastaneye kaldırdılar. Abimin kalbi 2 sefer durmuş, tekrar çalışmıştı. Ben ise kan kaybından neredeyse hayatımı kaybediyordum.

Annem ve babam olayı duyar duymaz hemen geldiler. Onlara olan biteni anlattım. Annem hüngür hüngür ağlıyor, babama “O evden taşınalım” diye feryat ediyordu. Babam ise tam aksine başka planlar içerisindeydi.  Hastaneden taburcu olduğumuzda hemen Sakarya’da bir hocaya gittik. O, bir kaba su doldurdu. Okudu, üfledi, yüzümü o suya değdirmemi istedi.

Dediklerini ben ve abim bir bir uyguladık fakat bir sorun gözükmüyordu. Çünkü sorun bizde değil evdeydi. Hoca bizle beraber eve geldi. Evi gezdi dolaştı, baktı, inceledi “Bir şey yok” dedi. “Eviniz de temiz. Sorun burada da değil” diye söylüyor “Ama onu hissediyorum” diyordu. O gece babam, onu, evde kalması için ikna etti. Gece olduğunda hoca okumaya başladı.

Evin camları zangır zangır titriyor, tüylerimizi diken diken eden tiz bir ses kulaklarımızı tırmalıyordu. Aniden her şey duruldu. Hoca belinden çıkardığı ipi görünmez bir nesneye bağladı. İp havada öylece duruyor, bir sağa bir sola ani hareketlerle ipten kurtulmaya çalışan görünmeyen bir varlık vardı sanki. İpin diğer ucunu hoca sıkı sıkı kavramış, soluksuz okuyordu.

Bazen olay öyle bir şiddetli hal alıyordu ki bağlı olan ip, bir o duvardan duvara kendini vuruyor, çığlık atıyor, o sesleri herkes duyabiliyordu. Aniden ortaya çıkan, benim kanımı emen o sülükler, ipin üzerini kaplamış, ipi kemiriyor, koparmaya çalışıyordu. Hoca son olarak bir şişe kolonyayı o varlığın üzerine serpti ve ateşe verdi. Her şey o an bitmiş, sakinlemişti.

Hoca, kan ter içinde bize dönerek “Tamam, bir daha asla size zarar veremez. Onu yaktım, yok ettim” dedi. Gidip yeniden bir abdest aldı. Hepimize de aldırdı. Eve ve bize okudu üfledi. Evin kapı girişine bir muska yapıp astı. Günler geçti. Sabah erken kalktım. Dershaneye gitmek için yola çıkmıştım. Tam binanın kapısının önünde, iğrenç bir surat ifadesi olan paspal giyimli bir kadın çıktı karşıma.

Bizim karşı sitedeki bizim dairenin tam karşısında yalnız yaşayan kadındı. Bana “Kocamı sen öldürdün! Bunun hesabını sana soracağım!” diye bağırıp, saldırdı. Kapıcı beni onun ellerinden kurtardı. Polise başvurup, şikayetçi olduk. Kadını akıl hastanesine yatırdılar bir daha da onu ne gören oldu nede duyan. Kardeşim evlendi, ben Siirt’te sınıf öğretmenliği yapıyorum. Bu vahim olayı unutamasam da hayat devam ediyor…

Ana Sayfa

Keşfet