İstanbul’un En Tekinsiz Paranormal Mekanları

32
5
(1)

İstanbul, tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle dünyanın en büyüleyici şehirlerinden biridir. Ancak bu şehir aynı zamanda eski ve gizemli bir şehirdir. Bazı mekanlarında paranormal aktivitelerin yaşandığına dair rivayetler vardır. Bu mekanlar, tekinsiz, perili, hayaletli olarak anılır. İstanbul’un en tekinsiz yerleri, meraklıları için heyecan verici bir gezi fırsatı sunar. Bu yazımızda, İstanbul’un en tekinsiz yerlerini tanıtacağız. Paranormal aktivitelerin izini sürmek isteyenler için hazırladığımız bu gezi rehberi, size İstanbul’un bilinmeyen yönlerini gösterecek. Bakırköy’ün Perili Köşkü’nden Kız Kulesi’ne, Yusuf Ziya Paşa Köşkü’nden Topkapı Sarayı’na kadar İstanbul’un en tekinsiz yerlerini keşfetmeye hazır mısınız? O zaman başlayalım!

Paranormal Gezi Rehberi: İstanbul

İstanbul'un En Tekinsiz Paranormal Mekanları
İstanbul’un En Tekinsiz Paranormal Mekanları

Bakırköy’ün Perili Köşkü: Resneliler Köşkü

Bakırköy’ün Perili Köşkü olarak bilinen yapı, aslında Resneliler Köşkü adını taşıyor. Bu köşk, 1900’lü yılların başında Resneli Niyazi Bey’in kardeşi Resneli İhsan Bey tarafından yaptırılmış. Resneli Niyazi Bey, Balkan Savaşı’nda Osmanlı ordusuna katılan ve Makedonya’da ölen bir kahramandır. Köşkün yapımı ise uzun yıllar sürmüş ve tamamlanamamıştır.

Köşkün perili olduğuna dair söylentiler ise çeşitlidir. Bazılarına göre, Resneli İhsan Bey çok kıskanç bir adamdır ve güzel karısını kimsenin görmesini istemez. Bu yüzden köşkü yaptırırken pencereleri küçük ve dar yapmıştır. Ancak karısı ona ihanet eder ve İhsan Bey de kalbi kırılır. Köşkü bitirmek istemez ve karısının hayaletinin köşkte dolaştığına inanır.

Bazılarına göre ise, köşkte yaşayan bir aile vardır ve kızları cinnet geçirerek annesini öldürür. Babası da kızını boğarak intihar eder. Bu olaydan sonra köşkte garip sesler duyulur ve hayaletler görülür.

Bazılarına göre de, köşkün yapımında kullanılan malzemelerde bir büyü vardır ve köşk senede bir kez beş saniyeliğine ortadan kaybolur. Bunu görenler de korku içinde kaçarlar.

Bakırköy’ün Perili Köşkü’nü ziyaret etmek isteyenler, İncirli Caddesi üzerinde modern binaların arasında bakımsız bir şekilde duran bu yapıyı kolayca bulabilirler. Ancak giriş izni almak için binanın sahibiyle iletişime geçmeleri gerekmektedir. Köşke girdikten sonra ise paranormal olaylara hazırlıklı olmaları tavsiye edilir.

Perili Yusuf Ziya Paşa Köşkü

Yusuf Ziya Paşa Köşkü, İstanbul Boğazı’nda Rumelihisarı semtinde yer alan tarihi bir yapıdır. 9 katlı olan köşk, yaklaşık 5000 m²’lik zemin alanına sahiptir. Köşkün yapımına 1910 yılında başlanmıştır. Köşkün sahibi Yusuf Ziya Paşa, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın başyaveri ve dönemin önemli tüccarlarından biridir. İtalya’dan Türkiye’ye gemiyle ticaret yapmaktadır. Rumelihisarı’nda kendi Hıdiv Kasrı’nı yapmak istemektedir.

Ancak köşkün yapımı Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ve Yusuf Ziya Paşa’nın ekonomik sıkıntıya düşmesi nedeniyle tamamlanamaz. Köşkün iki ve üçüncü katları onlarca yıl boş kalır. Bu süreçte köşke “Perili Köşk” adı takılır. Köşkte garip sesler duyulduğu, hayaletler görüldüğü, hatta köşkün bazı geceler birkaç saniyeliğine ortadan kaybolmakta olduğu söylenir.

1993 yılında köşk müteahhit Basri Erdoğan’a satılır. 1995-2000 yılları arasında mimar Hakan Kıran tarafından asıl projeye sadık kalınarak restore edilir. Binanın dış cephesi Birleşik Krallık’tan getirilen tuğlalarla kaplanır. Binanın iç mekanı ise modern bir tasarımla yenilenir.

2007 yılından beri köşkte Borusan Holding ve Borusan Çağdaş Sanat Müzesi faaliyet göstermektedir. Hafta içleri ofis olarak kullanılan köşk, hafta sonları sanatseverlerin ziyaretine açılmaktadır. Köşkte Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na ve çeşitli yerli ve yabancı küratörlerin kişisel veya karma çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapılmaktadır.

Yusuf Ziya Paşa Köşkü’nü ziyaret etmek isteyenler, Rumelihisarı semtinde Boğaz’a nazır bir konumda bulunan bu yapıyı kolayca görebilirler. Ancak giriş izni almak için Borusan Holding ile iletişime geçmeleri gerekmektedir. Köşke girdikten sonra ise hem tarihi hem de çağdaş sanat eserlerini görmek mümkündür.

İstanbul’un En Paranormal Camisi: Molla Zeyrek

Molla Zeyrek Camii, İstanbul’un Fatih ilçesinde Zeyrek semtinde bulunan tarihi bir yapıdır. Bu yapı, aslında Orta Bizans döneminde inşa edilen Pantokrator Manastırı’nın günümüze ulaşan üçlü kiliseler grubundan oluşmaktadır. Kiliselerin ortasındaki şapel, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürülmüş ve Molla Zeyrek adıyla anılmaya başlanmıştır.

Molla Zeyrek Camii’nin tarihi 12. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Bizans İmparatoru II. İoannis Komnenos’un eşi İrini tarafından Hristos Pantokrator’a adanan bir manastır kompleksi olarak yaptırılmıştır. Manastırın içinde kilise, kütüphane, hastane ve mezarlık bulunmaktaydı. Kiliselerin mimarisi Bizans sanatının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Molla Zeyrek Camii’nin gizemi ise Bizans döneminde yaşanan katliamlarla ilgilidir. Kiliselerin birinde, 1204 yılında Haçlıların İstanbul’u işgali sırasında binlerce sivilin öldürüldüğü söylenmektedir. Ayrıca kiliselerin altında gizli tüneller ve geçitler olduğu da rivayet edilmektedir. Bu nedenle camide bazen garip sesler duyulduğu ve hayaletler görüldüğü iddia edilmektedir.

Molla Zeyrek Camii’ni ziyaret etmek isteyenler, Fatih ilçesinde Sinanağa Mahallesi’nde bulunan bu yapıyı kolayca görebilirler. Otobüs ile gitmek için 28, 28T, 30D, 336E, 35C, 36CE, 41Y, 76D ve 77A numaralı hatları kullanabilirler. Camiye girdikten sonra ise hem Bizans hem de Osmanlı mimarisinin izlerini takip edebilirler.

Bilinmeyen Kız Kulesi

Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi’ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş bir yapıdır. Tarihi MÖ 24 yıllarına kadar uzanan kule, İstanbul’un sembolik yapılarından biridir. Kule, farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmıştır. Antik Çağ’da bir mezar, Bizans döneminde bir manastır ve gümrük istasyonu, Osmanlı döneminde ise bir gözetleme kulesi, savunma kalesi, sürgün istasyonu, karantina odası ve deniz feneri olarak hizmet vermiştir.

Meşhur Kız Kulesi Efsanesi

Kız Kulesi’nin adı ise pek çok efsaneye konu olmuştur. Bunlardan en bilineni şöyledir: Bizans İmparatoru’nun çok sevdiği bir kızı vardır. Bir gün imparatora bir kahin gelir ve kızının 18 yaşına girmeden bir yılan tarafından sokularak öleceğini söyler. İmparator bunu duyunca çok üzülür ve kızını korumak için onu Boğaz’daki bu adacığa gönderir. Ancak kaderden kaçılmaz. Kızın doğum gününde imparator ona hediye olarak bir sepet dolusu meyve gönderir. Fakat sepetin içinde gizlenmiş olan bir yılan kızı sokar ve kız ölür. Böylece kuleye “Kız Kulesi” adı verilir.

Leandros’un Kulesi Efsanesi

Kız Kulesi’nin başka efsaneleri de vardır. Bunlardan biri de Leandros’un Kulesi olarak bilinir. Bu efsaneye göre, Boğaz’ın iki yakasında yaşayan iki aşık vardır. Birisi rahip olan Leandros, diğeri ise rahibe olan Hero’dur. Leandros her gece Hero’yu görmek için Boğaz’ı yüzerken Hero da ona yol göstermek için kuleden bir ışık yakarmış. Bir gece fırtına çıkar ve ışık söner. Leandros da yönünü kaybederek boğulur. Hero da sevgilisinin öldüğünü görünce kendini denize atar.

Battal Gazi ve Kız Kulesi Efsanesi

Kız Kulesi’nin başka efsaneleri de vardır. Bunlardan biri de Battal Gazi’nin kuleyi fethetmesidir. Bu efsaneye göre, Battal Gazi Bizans’la savaşırken kulede esir tutulan Müslüman kadınların yardım çağrısını duyar ve onları kurtarmak için tek başına kulenin kapısını yumruklar. Kapı açılır ve Battal Gazi kadınları serbest bırakır.

Kanuni’nin Hazinesi Efsanesi

Kız Kulesi’nin başka efsaneleri de vardır. Bunlardan biri de Kanuni Sultan Süleyman’ın kulenin altında gizli bir hazine bulduğudur. Bu efsaneye göre, Kanuni kulenin altında gizli bir tünel olduğunu öğrenir ve buraya girer. Tünelin sonunda büyük bir hazine bulur ve bunu sarayına taşır.

Kız Kulesi Hayaletleri

Kız Kulesi’nin başka efsaneleri de vardır. Bunlardan biri de kulenin hayaletleri olduğudur. Bu efsaneye göre, kulenin içinde bazen eski zamanlarda yaşamış insanların sesleri duyulur ve hayaletleri görülür.

Kız Kulesi’ni ziyaret etmek isteyenler, Üsküdar’dan kalkan teknelerle adacığa ulaşabilirler. Kulede hem tarihi hem de efsanevi bir atmosfer yaşayabilirler. Kulede ayrıca bir restoran ve kafe de bulunmaktadır. Kulede akşam yemeği yiyerek veya çay içerek Boğaz’ın manzarasını seyredebilirler. Kulede düzenlenen ışık ve lazer gösterileri de görülmeye değerdir. Kule, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmiş ve anıt eser olarak korunmaktadır.

Topkapı Sarayı’nın Hayaletleri

“Topkapı Sarayı” konusu için şöyle bir metin yazabilirsiniz:

Topkapı Sarayı, İstanbul’un Sarayburnu’nda, Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi ve padişahların ikametgâhı olarak kullanılan tarihi bir saraydır. 1460-1478 yılları arasında Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan ve zaman içinde çeşitli ilavelerle genişleyen saray, 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülmüştür.

Topkapı Sarayı’nın mimarisi, Osmanlı devlet felsefesi ile saray-tebaa ilişkilerini yansıtmaktadır. Saray, çeşitli avlular ve bahçeler arasında devlet işlerine ayrılmış daireler, hükümdarın ikametgâhı olan bina ve köşkler ile sarayda yaşayan görevlilere mahsus binalardan oluşur. Sarayın kapladığı alan yaklaşık 700 bin metrekaredir.

Topkapı Sarayı’nın en ilgi çekici bölümlerinden biri de haremdir. Harem, padişahın ailesinin ve cariyelerinin yaşadığı, özel hayatın sürdüğü yerdir. Haremde yaklaşık 300 oda, 9 hamam, 2 mescit ve 1 hastane bulunmaktadır. Haremde yaşayanlar arasında çeşitli roller ve hiyerarşiler vardır. Haremin başında valide sultan (padişah annesi) gelir. Onu sırasıyla haseki sultanlar (padişah eşleri), şehzadeler (prensler), kadın efendiler (padişah kızları), kızlarağası (harem ağası), cariyeler (köle kızlar) ve odalıklar (hizmetçi kızlar) takip eder.

Topkapı Sarayı’nda harem hayatının yanında sarayda yaşanan entrikalar da dikkat çekicidir. Sarayda padişahların tahta çıkışları, saltanat mücadeleleri, isyanlar, suikastlar, darbeler gibi pek çok olay yaşanmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Şehzade Mustafa’nın Kanuni Sultan Süleyman tarafından boğdurulması
  • Şehzade Bayezid’in Selim II tarafından idam edilmesi
  • Şehzade Cem’in II. Bayezid tarafından zehirlenmesi
  • Kanuni’nin Şehzade Mustafa’yı öldürmesi
  • IV. Murad’ın kardeşi Şehzade Kasım’ı öldürmesi
  • Patrona Halil İsyanı
  • Kabakçı Mustafa İsyanı
  • IV. Mehmed’in Vaka-i Vakvakiye ile tahttan indirilmesi
  • III. Selim’in Alemdar Mustafa Paşa tarafından öldürülmesi
  • IV. Osman’ın Yeniçeriler tarafından öldürülmesi

Topkapı Sarayı’nda yaşanan bu entrikaların yanında sarayda görülen hayaletler, duyulan sesler ve hissedilen varlıklar da vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kanuni Sultan Süleyman’ın Şehzade Mustafa’yı boğdurduğu odaya girenlerin boğazlarının sıkılması
  • IV. Murad’ın kardeşi Şehzade Kasım’ı öldürdüğü odaya girenlerin kanlı el izleri görmesi
  • III. Selim’in öldürüldüğü odaya girenlerin silah sesleri duyması
  • IV. Osman’ın öldürüldüğü odaya girenlerin ışıkların yanıp sönmesi ve soğuk bir esinti hissetmesi
  • Haremde yaşayan cariyelerin hayaletlerinin sarayın koridorlarında dolaşması
  • Sarayın bahçesindeki ağaçların altında oturanların eski zamanlardan kalan müzik sesleri duyması
  • Sarayın mutfaklarında çalışanların eski aşçıların seslerini ve kokularını duyması

Topkapı Sarayı, hem tarihi hem de efsanevi bir miras olarak günümüzde ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. Sarayda hem Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamını hem de saray hayatının gizemini keşfedebilirsiniz. Sarayda ayrıca pek çok değerli eser, koleksiyon ve kutsal emanet de sergilenmektedir.

Yerebatan Sarnıcı

“Yerebatan Sarnıcı” konusu için şöyle bir metin yazabilirsiniz:

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Fatih ilçesinde, Ayasofya’nın güneybatısında bulunan tarihi bir su deposudur. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6. yüzyılda yaptırılmıştır. Sarnıcın suyu 19 km uzaklıktaki Belgrad Ormanı’ndan Cebeciköy Kemeri ile getirilmiştir. Sarnıç, Osmanlı döneminde de uzun süre hizmet vermiştir.

Yerebatan Sarnıcı, 140 metre uzunluğunda, 70 metre genişliğinde ve 8 metre yüksekliğindedir. Sarnıcın içine 52 basamaklı taş bir merdivenle inilir. Sarnıçta her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunur. Bu sütunlar, her sırada 28 tane olmak üzere 12 sıra halinde dizilmiştir. Sütunların başlıkları farklı mimari tarzlarda yapılmıştır. Bazıları Dor, bazıları İyonik, bazıları da Korint tarzındadır.

Yerebatan Sarnıcı’nın en ilgi çekici özelliği ise Medusa başlı sütunlardır. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında ters ve yan duran iki Medusa başı vardır. Medusa, Yunan mitolojisinde yılan saçlı bir canavardır. Ona bakanlar taşa dönüşürmüş. Bu Medusa başlarının nereden geldiği ve neden bu şekilde yerleştirildiği bilinmemektedir. Bazı teorilere göre, bu başlar eski bir tapınaktan alınmış ve sütunları desteklemek için kullanılmıştır. Bazı teorilere göre ise, bu başlar kötü ruhları uzak tutmak için buraya konulmuştur.

Yerebatan Sarnıcı’nda yaşanan paranormal olaylar da vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Sarnıcın içinde bazen eski zamanlarda yaşamış insanların sesleri duyulur ve hayaletleri görülür.
  • Sarnıcın içinde bazen suyun altından gelen garip sesler ve hareketler hissedilir.
  • Sarnıcın içinde bazen Medusa başlarının gözleri parlar ve onlara bakanlar korku ve dehşet duyar.
  • Sarnıcın içinde bazen suyun seviyesi aniden yükselir veya düşer.

Yerebatan Sarnıcı’ni ziyaret etmek isteyenler, Fatih ilçesinde Soğukçeşme Sokağı’ndaki girişten adacığa ulaşabilirler. Sarnıçta hem tarihi hem de efsanevi bir atmosfer yaşayabilirler. Sarnıçta ayrıca bir kafe de bulunmaktadır. Sarnıçta çay veya kahve içerek suyun altındaki sütunların manzarasını seyredebilirler..

Paranormal Haber – İstanbul’un en tekinsiz paranormal mekanlarını keşfettik. Perili köşklerden hayaletli camilere, efsanelerle dolu yerleri Paranormal Haber’de okudunuz. Bu mekanlar, meraklıları için heyecan verici bir gezi fırsatı sunuyor. Siz de İstanbul’un bilinmeyen yönlerini görmek istiyorsanız, bu mekanları ziyaret edebilirsiniz. Ama dikkatli olun, paranormal olaylara hazırlıklı olun! Peki siz bu mekanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!

BU İÇERİĞİ NE KADAR BEĞENDİNİZ?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 5 / 5. Oy sayımı: 1

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

Keşfet

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et