Garajdan Gelen Kuran Sesleri

Bundan 16 – 17 yıl kadar evveldi. Abim de ben de küçüğüz daha o zamanlar… Oturduğumuz apartman aile apartmanı: Dört katlı, sekiz daire; dairelerin her birinde bir amcam ve ailesi oturuyor. Bir gün bodrum katta abimle oyun oynuyorduk. Normalde orası garaj olarak kullanıldığı için arabalar filan var. O zamanlar apartmandaki herkes anlatıyor işte “Aşağıdan gece sesler geliyor, Kuran okuyorlar…” filan. Ne bileyim; evlerde yaşlı dedeler filan görüyorlar… 

Korkudan Ne Yapacağımızı Bilemedik

Garajdan Gelen Kuran Sesleri: Ben küçüğüm tabi her duyduğuma inanıyorum. Rüyalarıma filan giriyor duyduklarım. Bu yüzden tek başıma bodruma asla inmiyordum. Abimle “o araba senin bu araba benim” diye oyun oynuyoruz işte… Arabalara biniyoruz, yarış yapıyoruz çocuk aklıyla. (Arabaların kapıları açık oluyordu hep) Bayağı bir gürültü yapıyoruz anlayacağınız… Hiç unutmuyorum o günü… Günlerden cumaydı. Şimdi bile yazarken tüylerim diken diken oldu. Biz oyuna dalmışız… Kömürlüklerden sesler gelmeye başladı. Sanki birileri sohbet ediyor gibi…

Amca oğullarıdır filan deyip, oyuna devam ettik. Sesler iyice yükseldi. Tanıdık değildi ama gelen sesler… Anladık iyice. Tabi biz korkmaya başladık. Önce hırsız filan sandık. Neyse abimle mal mal seslerin geldiği yöne doğru bakıyoruz… Derken ayak sesleri geldi aynı yönden. Bize doğru geldigi belliydi… Korkudan ne yapacağımızı bilemiyoruz; abimle sarıldık, bekliyoruz. Derken yaşlı, nur yüzlü bir dede bize doğru yaklaştı. Sakalları bembeyaz, elbiseleri filan bembeyaz… Geldi yanımıza. Biz korkudan tutulduk kaldık.

Burada Namaz Kılacağız

Adam yanımıza iyice yaklaştıktan sonra bize yönelerek dedi ki “Çocuklar, burada oyun oynamayın. Biz birazdan burada namaz kılacağız.” Sonra döndü, geldigi yere geri yöneldi. Biz; donduk kaldık abimle. Dede gözden kaybolunca biz başladık bağırmaya “Anneee! Annneee!” diye. Bir yandan garajdan koşa koşa çıkarken bir yandan da bağırıyoruz anneme. Annem yengem filan koştu geldi. Bütün apartman toplandı. Garajı, kömürlüğü karış karış aradık. Hiç kimse yoktu ya da gözükmek istemiyorlardı. Belki size imkansız gibi geliyor olabilir ama; yazdıklarım ve yazacaklarım tamamen gerçek.

Birkaç gün sonra Mevlit Kandili’ydi. Bizim ev birinci katta yani garajın üstünde. Apartmanda kandil diye büyükleri dolaştık. Camiye gittik. Namaz kıldık… Gece olmuştu ve yatmıştık. O zamanlar evimiz sobalı olduğu için bütün aile aynı odada yatıyorduk. İki soba yakacak kadar iyi değildi durumumuz. Babam da şehir dışında çalışıyordu o gün. Neyse, yattık biz; abim, annem, ben yer döşeğinde. Saat 11 – 12 sularında; tam uykuya dalacakken garajdan öyle bir Kuran sesi geldi ki anlatamam size! Ben hiç öyle bir ses duymadım hayatımda…

Depremde Evimiz Zarar Görmedi

O gece sabaha kadar, o; gür ve güzel bir sesle okunan Kuran’la uyuduk. Sabah, olanları yengemlere anlatıyordu annem. Yengem birden sözünü kesti. Gece 12’de Şükür namazı kılıyormuş. Son rekatta sağına selam vermiş. Bir de bakmış; yine nur yüzlü bir amca yanında ona doğru yani sola doğru selam veriyor! Yengem de sola selam vermiş ve bir de bakmış ki yanında kimse kalmamış!.. 1999 Afyon Sultandağı depremini çoğunuz duymuştur… Depremden sonra çevremizdeki çoğu ev çökme tehlikesine girerken bizim apartman onlardan eski ve çürük olmasına rağmen tek bir çatlak bile olmadı evlerde. Tek bir iğne bile yere düşmedi… Sık sık karsımıza çıkmaya basladı daha sonra… 

Evimizde Abdest Alan Nur Yüzlü Dede

Bir gün dayımın oğlu bizde kalacaktı. Ramazan ayındaydık. Teravih’e gideceğiz. Herkes abdest aldı gitti camiye. Biz en sona kaldık. Küçüğüz ya anca abdest sırası geldi. Ben dayımın oğluna anlattıydım bu olanları; bana inanmamıştı. Neyse, abdest aldık, koltuğa oturduk; ikimiz de çoraplarımızı giyiyoruz. Tam o sırada; evin giriş kapısı açıldı ve yine bir dede içeri girdi. Bize hiç bakmadan lavaboya girdi. Abdest alıyordu. Dayımın oğlu donup kalmıştı. Ben çok fazla korkmamıştım bu kez.

Az da olsa alışmıştım bu tip olaylara. Neyse; dede lavabodan çıktı. Giderken bize baktı, gülümsedi ve çıkıp gitti… Günler böyle geçip gitti. Hemen hemen her gün apartmandan birisinin karşısına çıkıyordu. Bize hiçbir zararı yoktu ama merak ediyorduk “Kim acaba bu zat?” diye “Ne istiyor?” diye. Çünkü abimle benim dışımda hiç kimseyle konuşmamıştı. Bize de sadece “Burada namaz kılacağız; gidin!” demişti. Onun dışında duyduğumuz tek ses Kuran okunmasından ibaretti. 

Nurani Varlıkların Bizden İsteği

Sonunda bir hocaya sordu büyükler. Sordukları hoca da mübarek bir zattı. Ben duymadım hocanın dediklerini ama anladığım kadarıyla garajımızda bulunan o mübarek zat oraların temiz olmasını ve namaz vakitlerinde rahatsız edilmemek istiyormuş. Sordukları hoca efendinin bu açıklamasından sonra annemler, aşağıları iyice temizlediler, pakladılar. Duvarların dibine filan sıçmış şerefsiz çocuklar! Onları filan temizlediler, kömürlükleri toparladılar. Her yer tertemiz olmuştu artık.

İşte böyle arkadaşlar. Garaj katı temizlendikten sonra artık sadece mübarek günlerde seslerini duyuyoruz. Evde hep birilerinin olduğunu hissediyoruz ama korkmuyoruz. Çünkü o zatlar bize zarar verecek en son varlıklar bile değiller. Beni inanarak dinleyen arkadaşlardan Allah razı olsun. Sakın unutmayın; bu toprakların hem üstü hem de altı çok mübarek… Değerini bilelim. Çaput bağlayıp, mum yakmak değil; değer bilmek lazım.

Ana Sayfa Paranormal Deneyimler

Keşfet