Ezan

0
(0)

Cinli Korku Hikayeleri – Anlatıcılarının bizzat yaşadıkları iki farklı cin deneyiminin hikayesi. Aşağıda okuyacağınız bu kısa hikayelerin başlıkları ise: Ezan ve Ateş.

Ezan

Köyümüz; biri yazlık, biri kışlık olmak üzere iki yerleşim yerine sahipti. Çok net hatırlıyorum; yazlık evimizin olduğu yere gübre götürmüştüm. Annem, hayvanlarımızı da götürüp otlatmamı, akşama doğru da evde olmamı istemişti. Ben de onun istediği şekilde, bir öküz ve gübre yüklü merkebimizle yazlık evimize gittim. Evimiz dere kenarındaydı. Gündüz; gezdim, oynadım, uyudum, hayvanlarımızı otlatıp iyi vakit geçirdim. Akşama doğru da kışlık evimize doğru, yaklaşık 3 km.’lik bir mesafeyi kat etmek üzere yola çıktım.

Öküzü önüme katıp, eşeğe bindim ve yola koyuldum. Ne var ki öküzün sorun çıkarmadan yürüyüp gitmesine rağmen inatçı eşeğimiz bir türlü dereden geçmek istemedi. Beni bir hayli uğraştırdı. Sonuç itibariyle yarım saati aşkın bir süre beni uğraştırdıktan sonra nihayet keyfi elverdi de gönülsüz de olsa yürümeye başladı. Güneş batmak üzereydi. Eşekle uğraşırken bir hayli geç kalmıştım. Yola cıktık. Dereyi geçtik ama öküz ortalarda yoktu. 

İleriye gitmiştir belki diye, eşeği dürterek hızlandırdım. Fakat sanki yer yarılmıştı da içine girmişti; öküzü bulamamıştım. Yolun 1 km. kadarını yürüdükten sonra, babamın öfkesini iyi bildiğim için öküzü bulmadan eve gitmek istemiyordum. Eşeği bağlayıp geri döndüm. Birinin bahçesine girmiş olabileceği aklıma geldi. Ancak her ne kadar aradımsa da yine bulamadım. Bu arada güneş iyice kaybolmuş, etrafı karanlık basmıştı. Bir yandan geceye kalma korkusu, öte yandan öküzü kaybettiğim için babama ne diyeceğim veya dayak yiyeceğim korkusu beni sarmıştı. 

Gideceğim yol da tamamen ağaçlarla örtülü. Öteden beri bu yolda, geç kalanların yürümeye cesaret edemediği anlatılırdı. Her şey olabilirdi. Çatak denen bir mevki vardı. Oraya doğru giderken korkularımdan biri gerçekleşti: Eşek, zınk diye durdu! “Deh!” derim gitmez, dürterim gitmez… Çare yok! Kulaklarını dikti, olduğu yerde kaldı. Ben korkudan gebereceğim. Aklıma bin bir türlü şey geliyor. Bir Allah’ın kulu yok yardım isteyecek. Herkes gitmiş. Ne gelen var ne giden. Ortada ses seda yok. 

Eşek bu sefer de başladı mı anırmaya! Ben de neredeyse ağlamaya başlamak üzereydim. Ama annemden duyduğum bazı şeylerle korkularımı yenmeyi denemeye karar vermiştim. Bu sebeple ezan okumaya başladım. Çok rahatlıkla yemin edebilirim ki ben eşeğin üzerinde ezan okumaya başlayınca; yan tarafımızdan “beyaz keçi yavrusu yani büyükçe bir oğlak” gibi bir şeyin bizden uzaklaşarak ormana doğru gittiğini gördüm. Eşek de yürümeye başladı. Biz yürüdük ve bizimle beraber bir müddet o da yürüdü. 

Ama ben bağıra bağıra öyle bir ezan okuyorum ki bitiriyorum; bir daha başlıyorum. Köye (Biz kışlığa köy diyorduk, yazlığa da “Fersin Alanı” diyorduk.) yaklaştıkça bir ışıltı gördüm. Ezan cümlelerinin arasında bir de ses duydum. Annem beni çağırıyordu ve “Korkma yavrum, korkma! Ben geliyorum…” diye bağırıyordu. Meğer eline büyükçe bir çıra almış, beni aramak için yollara düşmüş. Gördüklerimi anneme anlattığımda “İyi ki ezan okumuşsun. Eğer ezan okumasaydın seni kaybetmiştik” dedi.

Bu gönderiyi ne kadar beğendiniz?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 0 / 5. Oy sayımı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

Keşfet
2 Comments
  1. […] EzanKorku Hikayeleri / Cin Deneyimleri: Ezan […]

  2. […] EzanKorku Hikayesi – Cin Deneyimi – Ezan […]