Creepypasta: Zihninizdeki Yaratık
Hiç zihninizin içinde gizlenen o şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştınız mı? Rüyalarınıza musallat olan? Kabuslarınızda sizi yiyen? Şimdi nihayet onunla yüzleşebilir, konuşabilirsin. Ama dikkatli olun. Başınıza neler gelebileceğini kim bilebilir?
Aralık ayında yeni ay gecesi olmalı. Sabah saat tam 1:28 olduğunda, düz beyaz giysiler giyerek yatağa gitmelisiniz. Aynı kural yatak çarşafınız için de geçerlidir. Eğer beyaz çarşafınız yoksa yatağınıza sermeyin yoksa ritüel işe yaramaz. Uzanın, uyuyormuş gibi davranın. Ancak sırt üstü uyumamanızı öneririm çünkü bu daha acı verici olabilir. Gözlerinizi kapatın ve kapınızın arkasından gelen fısıltıları duymaya başlayana kadar bekleyin. O korkunç fısıltıları duymaya başladığınızda, alçak sesle “Bana gel, konuşmak istiyorum” deyin. Doğru şekilde yapılırsa, kapı açılacak ve aniden uykuya dalacaksınız. Aksi takdirde, normal bir şekilde uyursunuz.
Uyurken, karşılıklı duvarlarında iki pencere bulunan küçük bir odanın içinde uyanırsınız. Pencerelerin dışında, yukarıdan aşağıya kan yağan sonsuz bir gece göğü var. Bir masa, iki sandalye ve kandan başka bir şey yok. Her yerde kan var. Bunu umursamıyormuş gibi davran, hiç umursama. En yakın sandalyeye oturun. Kendinden emin bir şekilde, “Buradayım.” de. Odanın diğer tarafındaki kapı açılacak ve o gelecek. Tarif edilemez bir görünüme sahip bir yaratık belirecek. Ama bir şekilde, ister bir kişi, ister bir nesne ya da bir yer olsun, en çok korktuğunuz şeyle yüzleştiğinizi hissedeceksiniz. Yaratık yaklaşırken ve otururken sadece ona bakın. Panik yapmayın, size zarar vermeyecektir. En azından fiziksel olarak.
Yaratık konuşmaya başlayacak. Sesi, ruhunuzun bile hissedeceği bir ürperti verecek. Ama aldırmıyormuş gibi davranın. Sadece dinleyin. Hayatınızın sırlarından, geleceğinizden bahsedecek ve varoluşun korkutucu gerçeğinden söz edecek. Ne kadar tedirgin edici ve son derece korkutucu olsa da yine de tepki vermekten kaçınmalısınız. Aksi takdirde size saldıracak ve uykunuzda öleceksiniz. Konuşmayı kestiğinde anlarsınız. Başını sağ yumruğuna yaslayacaktır. O zaman diyeceksin ki, “Anlıyorum. Bilmeye layık mıyım?” diyeceksin. Elini görmek isteyecek. Göster. İtaatsizlik etmeyin. Eğer doğru yaparsanız, elinize bir şey koyacaktır; şu anda ne olduğunu söyleyemezsiniz. Ama bu olduğunda uyanacaksınız ve saat sabahın tam 7’si olacak.
Elinizde bir şey fark edeceksiniz, kapalı olacak. Açın, endişelenmeyin. Henüz… Canavarın elinize ne koyduğunu göreceksiniz. Bu dört olasılıktan biri olabilir: Elinizde bir çeyreklik görürseniz, her gece size çok hoş bir rüya verecektir. Küçük bir lastik ördek görürseniz, rüyalarınız çocukluğunuzun anıları olacak. Eğer küçük bir anahtar ise, rüyalarınızda arkadaşlarınızın sırlarını görebileceksiniz. Ama hiçbir şey yoksa, bir dahaki sefere uyuduğunuzda bir daha asla uyanamayacaksınız. Nesnelerin etkisi tam olarak altı gün sürer. Ondan sonra geceleriniz normale dönecektir.
Ama size şunu söyleyeceğim: Bu altı gün boyunca o nesnelerden asla ama asla kurtulmayın. Onları her zaman yanınızda taşıyın. Yaratık ne yaptığınızı biliyor.