Cinler Beni Kaçırmaya Çalıştı
Yaşanmış Korku Hikayeleri – Bursa’da yaşayan, 1986 doğumlu Gökhan A., çocukken cinlerin kendisini nasıl kaçırmaya çalıştıklarını ve sonrasında yaşadığı sıkıntılı durumları anlatıyor.
Adım Gökhan A. 1986 doğumluyum. Evliyim. Bursa’da yaşıyorum. Yanılmıyorsam yıl 1993… Babam (1994’te vefat etti) rahmetli olmadan önce… Hayatımın seyri 1993 yılından itibaren değişti. Diyeceksiniz ki “Ne gibi?..” Babamın ölümüne şahit olmam, bir insanı anında hissedip bir dakika içinde çözebilmem, karşımdaki insanın benim hakkımdaki düşüncelerini sezebilmem… Ve de üç harflilerle karşılaşmam gibi…
Biri Beni Çağırıyordu
Bu konulardan bir tanesini yani başlangıcını paylaşmak istiyorum. Yaşadıklarımın ispatını veremem size elbet fakat Allah’ım şahidimdir… 1993 yılı; yaşım 7 civarıydı. Evimiz, ilçenin ormanlık (çalılık daha doğrusu) alanlarından birinin bitişiğinde idi. Mevsim yazdı. Gece vakti… Rahmetli babam, annem ve ben dışarı çıktık. Babam bir anda ıslık çalmaya başladı ve bir yandan da saksıdaki çiçeklere bakıyordu.
Ben annemin kucağında oturuyordum. Annem de babamı izliyordu; öylece dalmıştı… Derken gözüm bahçe girişindeki ağacın oraya takıldı. Oraya baktığımda; birinin beni çağırmakta olduğunu gördüm. İşaret parmağıyla “Gel gel” yapıyordu. Usulca annemin yanından ayrıldım ve o kişiye yöneldim. Aklıma kötü bir şey gelmiyordu çünkü henüz bu gibi şeyleri anlayabilecek yaşta değildim.
Ayakları Tersti
Neyse, tam bahçe kapısının çıkışına vardım ki o beni çağıran kişinin; yeşilimsi bir renkte ve ayak dirseklerinin ters olduğunu fark ettim. Arkası bana dönük vaziyette, ıslık çalarak; bahçenin kapısından arkaya yani çalılık tarafına, karanlığa doğru gidiyordu. Şaşırmıştım ama gördüklerime de doğrusu tam olarak bir anlam veremiyordum. Nedir, neyin nesidir?.. derken karanlıkta vücudunu gizledi. Fakat yüzünü gördüm. Gördüğüm yüz bizim yan komşu olan Çetin abinin yüzüydü.
Hızlıca onun yanına yani karanlık çalılıklara varıyordum ki biri bir anda elimi yakaladı. Annemdi… “Nereye gidiyorsun? Ne yapıyorsun burada?” dedi. Ben de şaşkınlık içindeydim tabi o sırada. Anneme dedim ki “Bak anne! Sana diyom; Çetin abi beni çağırıyor!” Tabi annem de gerçek durumu anlamış olsa gerek ki “Öyle bir şey yok!” dedi ve eve geri döndü. O gece uyuduk ama uyuduğuma pişman oldum…
Cinleri Görüyordum
Ciğerlerim sökülecek kadar ağlıyordum. Gözümde bir perde vardı sanki. Rahmetli babam kucağına aldı beni fakat ne susmak ne mümkün! Babamı görüyorum ama babamdan çok onları görüyordum. Bir girdabın içindeymişim gibi… Sabaha karşı kendime geldim ve ondan sonra biraz uyuyabildim. Kalktığımda çok sarsılmıştım..
Bir gün sonrasında ise çok hasta oldum. Ne yesem çıkartıyorum. Yoğun baş dönmelerim vardı. Sapsarı kesilmiştim. Bu böyle sürerken annem bir hacı teyzeye götürdü beni. Hacı teyze bana okudu. Eski, para gibi bir şeyi okudukça vücuduma dokundurmak suretiyle birtakım uygulamalar yaptı. Çok şükür geçti. Geçti ama hala da ara ara bazı sesler duyup ve bazı garip şeyler görüyorum. Rabbim kimseye yaşatmasın.
Editörün Notu
Yukarıda anlatılan yaşanmış cin hikayesi ile bağlantı kurulabilecek, Sahih-i Buhari’de geçen bir hadis söz konusudur. Hadis’in ilgili kısmı şu şekildedir: “Yiyecek ve içecek kaplarının üzerlerini örtünüz! Su kırbalarının ağız iplerini bağlayınız! Bütün kapıları arkalarından kapayınız! Yatsı vakti sırasında çocuklarınızı dışarıda hareketten men edip eve toplayınız! Çünkü o zaman cinlerin yayılması ve bir şeyi süratle alıp kapmaları vardır.” (Buhari)
[…] anlattığına göre bir gün her zamankinden fazla meşgul olmuş cinlerle. Sık sık “üç harflilerin” adını söylemiş. Gece olunca her zamanki gibi yatağına yatmış, uyumayı beklerken […]