Ramazan’da Cinler Tarafından Kovuldum
Ramazan’da bir köyde davulculuk yapan gencin terk edilmiş evde karşılaştığı cinlerle başından geçen korkunç karşılaşmanın hikayesi.
Önceden Yaşanmış Bir Büyü Olayı
Balıkesir, 2003. Maddi durumum iyi olmadığı için üç beş harçlık çıkartmak amacıyla türlü türlü işlere girdim. Bunlardan biri de Ramazan davulculuğuydu. 23 yaşımdan beri hep ben çalarım.
Ramazan’ın sekizinci günü, gece 01:30 civarı evden çıktım. Bizim köy o kadar büyük köy değil. 15-20 dakikada çalar bitirirdim. Köyün bazı yerlerinde aydınlatma direkleri olmadığı için ürkerdim. Çünkü bizim köyde daha önceden yaşanmış bir büyü olayı yüzünden terk edilmiş bir ev vardı.
Orada Cinler Var Gitmeyin
Onun önünden gece geçmeyi sevmezdim. Çünkü kahvede filan büyükler anlatırdı “Orada cinler var. Oraya gitmeyin!” vs.. Yaşım gereği korkmamam gerektiğini düşünüp, kendi kendime cesaret verdim.
O mahalleye geldiğimde daha yüksek sesle çalmaya devam ettim korkumu yenmek için… O evin önüne geldiğimde, evde kimse olmamasına rağmen perdeyi birinin kapattığını gördüm. Hızlı hızlı uzaklaşmaya başladım.
Çalma faslı bittikten sonra eve dönmek için oradan tekrar geçmem gerekiyordu. Korka korka girdim tekrar mahalleye.
Ramazanda Cinler Zincirlenir (mi?)
Üç tane genç, evin önünde sohbet ediyordu. Aralarından biri “Nasılsın Remzi abi?” dedi. Karanlıkta seçemedim tam olarak kim olduğunu ama “İyiyim, sen nasılsın?” diye karşılık verdim.
Sonra “Sahur yapmayacak mısınız?” dedim. Cevap vermediler. Yüzlerini dahi görmüyordum, zifiri karanlıktan… Bana sert bir şekilde “Hadi bur’dan uzaklaş!” diye çıkıştı aralarından biri. Korkuyla koşa koşa eve vardım…
Ertesi gün teravih namazını kılmak için camiye gittim. Namazdan sonra olanları Hocaya anlattım. Bana “Hayal görmüşsündür.” dedi. “Ramazan’da cinler şeytanlar zincirlenir.” dedi. Başından savdı beni.
Cinler Kulağıma Fısıldadı
Sonra yine aynı saatlerde yine davulu alıp çıktım. Hocanın o laflarından sonra daha cesaretli davranmaya başlamıştım. Yine o evin önüne gelince tuhaf tuhaf sesler duymaya başladım. Eve doğru yöneldim.
Kapıyı açtım ancak kapı eve açılmıyor, evin giriş yerine açılıyordu. Yani açıldığı yer, karaltı gibi bir yerdi. İçeride öyle bir koku vardı ki köpek ölüsü yanında parfüm kalır. Kokudan nevrim dönmüştü.
Hemen hemen 5-10 dakika evin bahçesini filan dolaştım. Tam çıkacağım sırada biri kulağıma anlamadığım, Arapça bir şeyler fısıldamaya başladı sanki. Sürekli duydum bunu..
Evden çıkmak için yöneldiğim sırada omzumda bir el hissettim. Arkamı hızlıca döndüm ama kimse yoktu. Koşa koşa dışarı çıktım. Kapının önünde birileri vardı. Görmüyor hissediyordum.
Davulu orada bırakıp eve koştum.
Evin İçin Arapça Yazılarla Doluydu
Ertesi gün eve gündüz vakti bakmak için gittim. Duvarda nazar boncukları, tahta kapının üzerinde yazan Arapça ya da İbranice harfler vardı.
Oruçlu oruçlu evi dolaşırken o kokuyu tekrar hissetmeye başladım. Sonra kendimi tutamadım kusmaya başladım..
Davulu alıp soluğu hocanın yanında aldım. He rşeyi anlattım. “Oğlum sen onları rahatsız etmişsin. Ben ilk anlattığında ciddiye almadım. Gel bizim eve gidiyoruz” dedi.
Beni bir saat boyunca okudu. Size yemin ederim kuş gibi rahatlamıştım. Hoca o evde gömülü büyülerin olduğunu söyledi ve tekrar gitmemem gerektiğini söyledi.
Daha da davulculuk yapmadım, yapmam da…