Cin Geçidi

Halk arasında anlatılagelen anonim bir hikaye. Gece misafir oldukları evde cinlerle ilgili benzersiz bir olay yaşayan iki kişinin hikayesi.

Halk arasında anlatılagelen anonim bir hikayeye göre; Ahmet Asım Anadolu’nun köylerinden birinde yaşayan, çok sevilen, cesur yürekli, yokluk görmüş, yardımsever biriymiş. Köy muhtarının yardımcısıymış. Bir kızı varmış. Onu da evlendirmiş, başka çocuğu olmadığı için eşiyle yalnız yaşıyorlarmış. Bir gün muhtarlıkta çalışırken köyde yaşayan, kimi kimsesi olmayan, yetim Mustafa gelmiş.

“Asım Dayı sana bir diyeceğim var” diyerek söze başlamış “.” Gün görmüş Asım Baba tebessüm edip “Yeğenim sen aşık olmuşsun. De bakalım sordun mu kimmiş? Kimlerdenmiş?” demiş. Mustafa “Adı Halime’ymiş. O da benim gibi yetimmiş. Hasta bir halası varmış, onunla kalırmış.” demiş. Asım Baba “Git bana Osman dayını çağır. Berabercene şu köye bir gidelim bakalım. Kızı isteyelim, onun da gönlü varsa sizi evlendirelim” demiş.

Osman gelince Mustafa’yı evine gönderip, atlarına atlayıp Çamurduk’a doğru yola çıkmışlar. Gece yarısı orada olacakları için geceyi başka bir köyde geçirip, sabah tekrar yola çıkmayı düşünmüşler. Çamurduk köyüne yakın köylerden bir olan Çalıköy’e varmışlar. Buranın muhtarı Asım Baba’nın ahbabıymış. O sebeple geceyi burada geçirmeye karar vermişler. Muhtar geceyi geçirmeleri için köy odasını hazırlatmış.

Biraz sohbetten sonra, Osman “Ben uyuyacağım” demiş ve daha Asım Baba yatağına gitmeden Osman horlamaya başlamış. Asım Baba “Şunun yastığını düzelteyim de horlaması dursun” derken tam o anda bir kara sinek, Osman’ın burnundan çıkıp vızıldamaya başlamış. Osman’ın horlaması birden kesilmiş. Sinek odanın içinde bir müddet dolandıktan sonra yerdeki tahtanın oyuğundan içeri girmiş.

Asım Baba da eliyle oyuğun ağzını kapatıvermiş. Böyle yapınca dışarı çıkmak isteyen sinek eline çarpmaya başlamış. Beş, on saniye sonra Osman büyük bir acıyla inlemeye başlamış ve nefesi kesilmiş. Asım Baba o an elini delikten çekip Osman’a seslenmeye yeltenmiş. Elini çekmesiyle oyuktan çıkan sinek tekrar Osman’ın burnundan içeri girmiş. Sonra Osman nefes nefese, kan ter içinde uyanmış.

Asım Baba “Ne oldu sana?” diye sorunca Osman “Kötü rüya gördüm. Rüyamda uçuyordum. Birden kara bir deliğe girdim ve orada hapsoldum, çıkamadım. Sonra havasız kaldım. Tam ölüyordum ki uyandım.” demiş. Kapının Ardından Gelen Sesler Asım Baba: “Korkma! Ben seni beklerim. Yine olursa uyandırırım” diyerek Osman’ı sakinleştirmiş ama öte yandan içini bir huzursuzluk kaplamış.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Osman yerde yatarken Asım Baba yatağı sedirin üzerinde uykusuz gözlerle oturuyormuş. Bir müddet sonra kapının ardından bazı sesler gelmeye başlamış. Silahını alıp yatağından doğrulmuş. Kapı hem kilitliymiş hem de arkasında demirden bir sürgü varmış. Sesler giderek artmaya, uğultuya dönüşmeye başlamış. Kilit açılmış, kapının sürgüsü kendiliğinden çözülmüş.

Yavaş ve uzun bir gıcırtıyla kapı ardına kadar açılınca, Ahmet Asım gördüklerine inanamamış! Uzun, arkası gözükmeyen bir kalabalık, kimi uzun, kimi kısa, hele en öndeki çok uzun boylu, ayağına kadar uzun elbiseli, yüzünün yarısı traşlı, yarısı göbeğine kadar sakallı, onun yanındakinin kolunun biri uzun biri kısa, başı silindir gibi kiminin ayakları ters, kiminin başı bir sürü kişi tek sıra halinde içeri giriyormuş.

Hemen silahını üzerlerine doğrultmuş. Her biri bir yana kaçışmış. En öndeki liderleri “O silahı kaldır ve in oradan, aşağıya çekil.” diye seslenmiş. Asım Baba inersem zarar verirler diye düşünüp yavaşça yatağına oturmuş, ayaklarını uzatıp, silah elinde beklemeye başlamış. Sabaha kadar bir girip bir çıkmışlar. Asım Baba’yı indirmemişler oradan aşağıya. Bu böyle 4-5 defa kadar tekrar etmiş.

Asım baba yorgunluktan helak olmuş. Bir an uykuya dalmış. İşte o an “takır takır” diye bir ses ve sırtında büyük bir acıyla kendini yerde bulmuş. Meğer ayaklarından tutup yere sürüklemişler. Gözlerini açtığında kimi sedirin üstünde, kimi duvardan geçmekte, kimi yerde imiş. Reisleri “Al arkadaşını git, üstüne basarlarsa ömür boyu sakat kalır. Atlarınızı ters çevirdik. Bize yol verseydin bunlar olmazdı.” demiş.

Asım Baba hemen Osman’ı kaldırıp atları kurtarmaya koşmuş. Atlar gerçekten de ayakları havada sırtları yerde acı içinde kıvranmaktaymışlar. Bin bir zorlukla atları ayağa kaldırıp sakinleştirmeyi başarmışlar. Sabah ezanı okunmaya başlayınca Asım Baba’ya bir ferahlama gelmiş. Osman ise hiç bir şeyin farkında değilmiş.

Asım Baba, Osman’a “Git atları gezdir biraz rahatlasınlar” diyerek onu oradan uzaklaştırdıktan sonra muhtara gidip, olanları anlatmış. Muhtar “Çokça vakittir kimse kalmadı burada. En son iki sene önce böyle bir şey yaşanmıştı. Gittiler sandım. Sizi korkutmak istemediğim için anlatmadım.” demiş. “Bazı geceler gelirler ve oradan geçip giderler. Yol verirsen zarar vermezler.” demiş…

Ana Sayfa Paranormal Deneyimler

Keşfet