Çiftlikteki Beyazlı Adamlar

0
(0)

Gece Porno Dergiye Bakarken Kapı Çalındı

O gün hiçbir şey olmamıştı, geceye kadar tabi. O gece Remzi abilere gittik. Büyükbabamlar öbür evlerine, babam Bursa’ya, amcam da köye gitmişti ve yalnızdık. O zamanlar internet yok. Remzi dergi almış; ona bakıyoruz. Özer baba da gelip “Yatıyorum” deyip, gitti. Biz dergiye bakmaya devam ediyoruz. Aradan 10 dakika geçti. 

Odanın kapısını tıklattı biri. Kalkıp baktık; kimse yok. “Allah Allah” deyip, devam ettik dergiye. Bi 5 dakika sonra; bu sefer “tak tak” şeklinde ve daha sert bir şekilde vuruldu kapı. Remzi çıktı “Ne var baba? Ne çalıyorsun kapıyı?” filan dedi. Özer baba oradan “Ne çalcam kapını? Gece gece delirdiniz mi? Yatın, uyuyun artık!” diye bağırdı. Kuzene “Kalk hadi; eve gidelim” dedim. Bu bana “Dur iki dakka daha bakalım gideriz” dedi. 

Neyse Remzi’yle bu yine dergiye gömüldüler. Ben de oturuyorum öyle. 5 dakika sonra kapıya öyle güçlü bir şekilde vuruldu ki bizim evden bile duyulmuştur. “Ananı avradınııı!” eşliğinde hepimiz birden ayağa fırladık. Özer baba, yan odadan bağırmaya başladı “Ne yapıyonuz piç kuruları bu saatte! Yavaş olun; kapının camı kırılcak öküzler!” Biz iyice üç buçuk atmaya başladık. İçtimaya çıkan askerler gibi odanın içinde yan yana dizilmiş, kapıya bakıyorduk ama kapıyı açmaya götümüz yemiyordu bu sefer.

Korkudan Eve Giremedik

Dergiyi yatağın üstünden aldığım gibi camdan dışarı fırlattım. Biraz rahatlayıp dinlendikten sonra kuzenle “Artık gidelim” deyip kalktık. Sokak kapısına çıktığımızda, evin ordan gelen ama elma ağacının dallarının görmemi engellediği, soluk bir ışık gördüm. Biraz kenara çekilip baktığımda; ışığın, bizim evin mutfak camından geldiğini görmem zor olmadı. Mutfağın ışığı yanıyordu ama evde kimse yoktu! Mutfağın kalın, püsküllü ve sert kumaş, meyve desenli, yıllarca beklemekten rengi beyazdan griye dönmüş perdesinin arkasında bir gölgenin belirdiğini gördüm. Gölgeyi görür görmez hemen Remzilerin evin solunda kalan, arabaları park ettiğimiz yere kafamı çevirip, amcamın arabasını aradım ama yoktu!

Bu gölgeye o kadar da şaşırmamıştım aslında. Çünkü artık normal geliyordu. Hemen kuzeni dürttüm ve pencereyi gösterdim. O da gölgeyi gördüğü gibi amcamın beyaz kartalını aradı ama göremeyince “Bu gece oraya gidemeyiz” dedi. “Bence de gitmeyelim kuzen” dedim. Remzi abi “Ne oluyor lan keraneciler?” diye atladı olaya. Ona da gösterdik, o da “Gitmeyin” dedi. Biz kapıda bu değerlendirmeyi yaparken bize yaklaşan soluk sarı iki ışık gördüm. Amcamın kartalının  farlarından geliyordu bu ışıklar. Gelip hemen sokak kapısının solundaki çitlerin arkasına park etti. Küçük ve dandik, paslanmış bahçe kapısından içeri girerken “Ne yapıyorsunuz kapıda?” dedi.

Evde Kim Var

Sarmaşıkların engellemesinden kurtulan ilerdeki mutfağın ışığını görünce oraya doğru bakıp “Evde kim var?” dedi. Biz “Kimse yok” dedik kuzenle. Remzi abi atladı “Abi bu gece o eve girilmez; gitmeyin. Çocuklar bizde kalacak” dedi. Amcam da “Haklısın Remzi. Ben de arabada yatayım” diye tam arkasını dönüp arabaya yönelmişken, duyduğumuz sesle hepimiz yerimizden zıpladık. Arabanın kaportasından; Galatasaray – Fenerbahçe maçından sonra yenilen takımın taraftarının GS / FB plakalı arabaya beyzbol sopasıyla vurmasına eş değer bir ses çıkmıştı. Amcam durdu. Elindeki feneri yakıp, pili zayıflamış fenerin zayıf ışığında arabaya doğru bakıyordu. Görebildiğimiz tek şeyse, kaportanın üzerindeki insan yumruğunun iki katı büyüklüğünde bir göçüktü…

Amcam hiçbir tepki vermeden, arkasını dönüp, feneri kapayarak Remzilerin eve girdi. Arkasından biz de içeri girdik. O gece orada yattık. Remzi abi, ben, kuzen, yerde; amcam, Remzi abinin yatağındaydı. Köydeki küçük camiden gelen, tiz ve zor duyulan sabah ezanının sesiyle uyandım. Dün gece yaşadıklarımı tekrar düşününce bizi burada istemediklerini anlamıştım. Evimize sokmamışlardı lan bizi ötesi var mı? Belki de bizi kötü niyetlilerden korumak için bazen böyle engellemeler yapıyorlardı ama artık canıma tak etmişti. Dayanamıyordum bu strese, korkuya. 

Kapının önüne çıkıp, biraz nefeslendikten sonra gözüm arabaya takıldı. O kocaman göçük, yeni aydınlanmaya başlayan havanın ışığında daha da belirgin gözüküyordu. Biraz orada onu inceledikten sonra içeri girip tekrar yattım. 08:00 gibi tekrar uyandım. Odada kimse kalmamıştı ben kalkana kadar. Muhtemelen sağıma gitmişlerdir diye düşündüm. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aklıma ev geldi. Toz içinde kalmış, asker kamuflajlı pantolonumun cebinden anahtarı çıkarıp, eve doğru yol aldım. Merdivenleri çıkarken, içimi bir korku sarmıştı. Kendimi korku filmlerindeki hiçbir şeyden habersiz kurban gibi hissediyordum.

Bu gönderiyi ne kadar beğendiniz?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 0 / 5. Oy sayımı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

Keşfet