Bana Aşık Olan Cin Sultanı
Paranormal Hikayeler – İdris Şahin, çocukluk yıllarında kendisine aşık olan cin sultanı ile ilgili olarak başından geçenleri anlattı:
O sıralar 13-14 yaşlarındaydım. Bir gün kardeşimle odun toplamaya gittik. Yürürken yolda karşımıza çıkan yakmaya uygun nitelikteki çalı çırpıları da alıp çantaya atıyorduk gördükçe. Eğilip bir iki deste toplayıp çantamın yanına döndüğümde; çantamın dolu olduğunu gördüm. Kardeşim benden uzaktaydı ve onun yapması imkansızdı. Yine de sordum. “Abi ben gözünün önündeyim zaten. Arkanda olsam neyse. Hem bu kadar kısa sürede koca çantayı nasıl doldurayım? dedi.
Yolumuza devam ettik, dere kenarında odun toplamaya başladık. Kuru ağaca elimdeki tahra (Ağaç budamaya, odun kırmaya vb. yarayan, satırdan biraz büyük, demir saplı, kesme aracı) ile vuruyordum. Ama etrafımdaki ağaçlar, korku filmlerindeki ses efektlerini andırırcasına gıcırdayıp kendiliğinden devriliyorlardı. Olan biteni fark eden kardeşimin ürktüğü dışarıdan belli oluyordu. Aslında ben de aynı durumdaydım ama kardeşimin daha fazla korkmaması için hiçbir şey olmamış gibi odun toplamaya devam ediyorum.
Bu sırada gözüm dereye sürüklenip saplanmış bir ağaca takıldı. Kardeşime “Gel o ağacı oradan çıkaralım. Eğer bunu başarabilirsek bir hafta odun toplamamıza gerek kalmaz” dedim. Kardeşim ağacın dallarından tutup, sağa sola çekti ama ağaç yerinden bir milim bile kıpırdamadı. “Abi, imkansız. Kıpırdamıyor bile.” deyince “Ben deneyeyim.” dedim. Ağaca dokunduğum anda (kavramamıştım, sadece dokunmuştum) ağaç sanki arkasından görünmez bir el tarafından itiliyormuş gibi saplandığı çamurdan kıyıya çıktı. Bunu gören kardeşim “Seninle bir daha tek başına buralara geleni ….” diye küfür edip, koşarak oradan uzaklaştı. Arkasından “Babamlara hiçbir şey söyleme!” diye bağırdığımı hatırlıyorum istemsizce.
İşimi bitirip eve döndüğümde babamın dayısının bizi ziyarete gelmiş olduğunu gördüm. Babamın dayısı havas ilmi vb. konularla ilgilenen, bir cin ile evli olduğu söylenen, tef çalıp yanan sobaya kafasını sokup çıkaran garip bir şahsiyetti. Yanıma oturdu. Ne olduğunu tam anlamadığım bazı hareketler yaptı, anlamadığım bazı dualar okudu vs. Sonra babama dönüp “Başınıza talih kuşu konmuş. Çok güçlü biri ve kavminin sultanı” filan gibi bir şeyler söyledi.
Sonra; çok güçlü, güya bana aşık olmuş bir cinden bahsettiğini öğrendim. Babam, dayısına “Gerekeni yap; kullanmak istemiyoruz.” dedi. Bana fikrim sorulduğunda ise ben de “İstemiyorum. Uzak dursun benden.” dedim. Bunun üzerine babamın dayısı; kare şeklinde, siyah bir muska yaptı. “Bunu sağ pazuna tak. Artık seni rahatsız edemez.” dedi. Ben de o muskayı, aynı babamın dayısının tarif ettiği şekilde sağ koluma taktım.
Aynı gece tuhaf bir rüya gördüm. Rüyamda birileri bana saldırıyor, yüzünü gizleyen biri ise beni koruyor lâkin yanıma gelemiyordu. Yüzünü gizleyen o kişiye “Yüzünü göster; teşekkür edeyim.” dedim. O da bana cevaben “Yüzümü görmek ve yanına gelmemi istiyorsan o muskayı; kırmızı, üçgen şeklinde bir beze sar.” dedi. Sabah kalkınca yaptım dediğini. Bir hafta sonra babamın dayısı yine bizi ziyaret geldi. Muskayı gördü. “Muska neden bu şekilde bu” diye sorunca gördüğüm rüyayı anlattım. Güldü. “Mührü sadece kendisi için kırdırmış.” dedi.
Başka bir gece, kardeşimle beraber aynı odada televizyon izlerken uyuyakaldık. Kardeşim odanın bir duvarındaki çekyatta bense karşısındaki diğer çekyatta uzanmıştık. İlerleyen saatlerde ürpertiyle gözlerimi açtım. Bilemiyorum; ya da açtığımı sandım… Çünkü görmüş olduklarım gerçekte bir rüya olabilir. Bundan hala emin değilim. Neyse; odadan içeri çok güzel bir kadın girdi. Yüzü çok güzeldi ve bakışları iyilik, merhamet ve sevgi doluydu. Boyu tavana değecek kadar uzundu. Yanında ondan daha kısa ama yine bize göre çok uzun bir erkek vardı. Hal ve hareketlerine bakılırsa bu erkek olanın, diğerinin koruması gibi bir şey olduğu hissediliyordu.
Kadın yaklaştıkça ben korkuyordum. Yüz ifadesi “Korkma” der gibiydi. Bana doğru gelirken çok yavaş hareket edip, sanki beni ürkütmemeye çalışıyor gibiydi. Kardeşime uyanması için bağırmak istedim ama sesim çıkmadı. Sadece kadına dönüp “İstemiyorum” diyebilmiştim. Güzeller güzeli o kadın birden duraksadı, yüzünü üzgün bir ifade kapladı. Yanıma iyice yaklaşıp göğsüme kırmızı bir gül bıraktı. Gül göğsümden tavana yükseldi ve tavana değince yaprakları üzerime döküldü. Beni bir huzur kapladı. Normalde o korkuyla uyumam imkansızken bebekler gibi mışıl mışıl uyumuştum sabaha kadar…