Atın Yeleleri Örülmüştü
Cinli Korku Hikayeleri – Erzurumlu okurumuz Bedir, ineklerinden birinin hastalanması nedeniyle ahırda gecelemek zorunda kaldığında yaşadığı korkunç olayın hikayesini anlattı:
Erzurum’un Aşağı Canören köyünde oturuyorum. Adım Bedir. Bir Ağustos akşamı yorgun argın eve döndüğümde ineğin hasta olduğunu söylediler. Murdar olmaması için sabaha kadar başında beklemem gerekiyordu. Battaniyemi aldım. Ahırın bir köşesinde, ineğe yakın olan bir yere uzandım.
Henüz uykuya dalmıştım ki sırtıma yediğim bir tekmenin acısıyla uyandım. Direğe asılı duran fanus lambanın sönük ışığı altında seçebildiğim, bana tekmeyi vuran; iriyarı, saçı sakalı birbirine karışmış acayip bir mahluktu. Yerimden kalktım fanusun olduğu direğe dayanarak öylece kaldım. Gördüğüm şeyin bir cin olduğunu anlamıştım. Çünkü her sabah ahıra geldiğimde atın yelelerini örülmüş olarak bulurdum.
Korkudan zangır zangır titriyordum. Dilim sanki boğazıma kaçmış, ağzımda tükürük namına bir şey kalmamıştı. Bildiğim duaları okumak için kendimi zorladım, hiç hareket yoktu. Bağırmayı denedim olmadı. Kollarım ve bacaklarım da kıpırdamıyordu. Ölmek üzere olduğumu zannettim. Bana tekme atan cin, deli olarak bildiğimiz öküzün yanına giderek bağını çözdü.
O anda kendisine benzeyen birkaç cin daha geldi. Onlar da diğer malları açarak, üzerlerine bindiler. Sırtlarına oturdukları öküzleri, inekleri ahırın bir ucundan diğer ucuna sürdüler, sürdüler… Kendimden geçmiş, cansız bir ceset gibi dururken ezan okunmaya başladı. Hoca “Allahüekber” der demez, cinlerin hepsi birden büyük gürültüler çıkararak kaçıştılar, kayboldular. Ezanı duyunca rahatlamış, kendime gelmiştim. Besmele çekerek kapıya doğru gerisingeri yürüdüm. Ahırdan çıkmamla eve gitmem bir oldu.
[…] aramak amacıyla gözümüze kestirmiştik. Bildiğimiz kadarıyla köy birkaç yıl önce bir cin vakası yüzünden terk edilmiş. Tabi biz inanmıyorduk cine periye… Köye akşam üstü gidelim […]