Arthur Jermyn

15
0
(0)

H. P. Lovecraft, Arthur Jermyn, 3

Wade Jermyn’in oğlu Philip, hayli tuhaf biriydi. Fizik olarak babasına çok benzemesine karşın, görünüşü ve davranışları birçok bakımdan o kadar kabaydı ki herkes ondan uzak duruyordu. Bazılarının korktuğu gibi babasından deliliği miras almamıştı ama son derece kalın kafalıydı ve kısa sürelerle de olsa kendini önüne geçilemez bir şiddete kaptırdığı oluyordu. Ufak tefek olmasına karşın, son derece kuvvetli ve inanılmaz çevik biriydi. Babasının unvanını almasından on iki yıl sonra, soyunun çingenelere dayandığı söylenen kendi avlak bekçisinin kızıyla evlendi. Oğlu doğmadan önce bir deniz eri olarak donanmaya yazıldı ve böylece, alışkanlık ve kötü davranışları yüzünden kendisinden nefret edenlere geri kalan tüm halkın nefretini de eklemiş oldu. Bağımsızlık savaşından sonra, Afrika’yla ticaret yapan bir gemiye yazıldığı; kuvveti ve tırmanmada gösterdiği başarılar nedeniyle bir tür ün kazandığı ama sonunda, bir gece gemi Kongo sahilinden ayrılırken ortadan kaybolduğu haberleri geldi.

Ailenin artık herkesçe kabul edilen garipliği Sir Philip Jermyn’in oğlunda, çok tuhaf ve ölümcül bir aşamaya ulaştı. Ufak tefek orantısızlıklarına karşın, bir tür Doğu zarafetiyle uzun boylu ve epey yakışıklı sayılabilecek Robert Jermyn hayata bir bilim adamı ve araştırmacı olarak başladı. Deli dedesinin Afrika’dan getirmiş olduğu kutsal andaç koleksiyonunu bilimsel olarak ilk inceleyen ve ailenin adını budunbilimde olduğu kadar keşifler dünyasında da meşhur eden o oldu. 1815’te, Sir Robert yedinci Vikont Brightholme’un kızıyla evlendi ve ardından üç çocukları olmak mutluluğuna nail oldular. Bu çocuklardan en büyüğüyle en küçüğünü bedensel ve zihinsel kusurları yüzünden hiç gören olmadı. Ailesindeki bu talihsizliklere üzülen bilim adamı teselliyi çalışmada aradı. Afrika’nın iç bölgelerine iki uzun inceleme gezisi yaptı. Philip Jermyn’in kabalığıyla Brightholm’ların gururunu birleştirmişe benzeyen son derece itici bir kişiliğe sahip olan ikinci evlat Nevil, 1849’da sıradan bir dansçı kızla kaçtı. Ertesi yıl geri döndüğünde bağışlandı. Nevil Jermyn Konağı’na Arthur Jermyn’in babası olacak olan Alfred adlı oğluyla birlikte, bir dul olarak geri dönmüştü.

Dostları, Sir Robert Jermyn’in aklını oynatmasına peş peşe gelen bu üzüntülerin sebep olduğunu söyedilerse de hastalığa yol açan şeyin Afrika inançları olması da büsbütün olanak dışı değildi. Yaşlı bilgin, Sir Wade’in garip, melez yaratıklarla dolu kayıp kent hakkında anlattığı çılgınca öyküleri açıklayabilmek umuduyla, dedesinin ve kendisinin keşif gezisi yaptığı yörede yaşayan Onga kabilesine ait efsaneleri toplamaktaydı. Atasının belgelerinde belirli bir tutarlılık bulunması, deli adamın hayal gücünü tetikleyenin yerel efsaneler olduğunu akla getiriyordu. Kaşif Samuel Seaton, beyaz bir tanrı tarafından yönetilen, beyaz maymunlarla dolu eski bir kentle ilgili bazı efsanelerin budunbilimcinin işine yarayabileceği inancıyla, elinde Ongalar arasında tuttuğu notlarla 19 Ekim 1852’de Jermyn Konağı’na uğradı. 

Sohbet sırasında muhtemelen daha birçok ayrıntı vermiş olmalıdır ancak ansızın yaşanan bir dizi korkunç facia yüzünden bu ayrıntılar hiçbir zaman öğrenilemedi. Sir Robert Jermyn kütüphanesinden çıktığında geride kâşifin boğularak öldürülmüş cesedini bıraktı ve kimsenin engellemesine kalmadan çocuklarının üçünü de hiç kimselerin görmediği iki çocukla, kaçıp gitmiş olan oğlunun işini bitirdi. Nevil Jermyn, yaşlı adamın çılgın katliam planına dahil olduğu anlaşılan iki yaşındaki oğlunu başarıyla savunurken can verdi. Defalarca intihara kalkışan ve ağzını açıp tek kelime konuşmayı ısrarla reddeden Sir Robert, hapsedilişinin ikinci yılında inme geçirerek öldü.

Sir Alfred Jermyn, daha dördüne basmadan baronet oldu ama zevkleri hiçbir zaman unvanına yakışmadı. Yirmisinde, bir müzikhol çalgıcı grubuna katıldı. Otuz altısında gezici bir Amerikan sirkiyle birlikte dolaşmak uğruna karısını ve çocuğunu terk etti. Sonu çok korkunç oldu. Birlikte seyahat ettiği sirkte normalden daha açık renkli kocaman bir erkek goril vardı. Göstericilerin el üstünde tuttuğu, şaşılacak kadar uysal bir hayvan. Alfred Jermyn, bu gorilden olağanüstü derecede etkilendi. Demir parmaklıkların arasından sık sık gözlerini birbirlerine dikip uzun uzun bakıştılar. Sonunda Alfred Jermyn hayvanı eğitmesine izin verilmesini istedi ve kendisine bu izin verildi. Başarısıyla seyircileri de gösterici arkadaşlarını da şaşırttı. 

Bir sabah, Chicago’da, Alfred Jermyn gorille, son derece akıllıca bir boks maçının provasını yaparken, goril her zamankinden daha güçlü bir darbe indirerek amatör terbiyecinin hem bedenini hem gururunu zedeledi. Bundan sonra olanlar hakkında “Dünyanın En Büyük Gösterisi”nin üyeleri konuşmaktan pek hazzetmezler. Sir Alfred Jermyn’in insani olmayan tiz bir çığlıkla hantal rakibinin üzerine atılmasını, gorili iki eliyle tutup kafesin zeminine yatırmasını ve hayvanın kıllı boynunu gaddarca ısırmasını görmeyi hiç beklemiyorlardı. Goril gafil avlanmıştı ama bu durum uzun sürmedi ve gorilin her zamanki terbiyecisi işe karışmaya fırsat bulamadan, bir zamanlar bir baronete ait olan beden tanınmaz hale gelmişti bile.

BU İÇERİĞİ NE KADAR BEĞENDİNİZ?

Puanlamak için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama değerlendirme 0 / 5. Oy sayımı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk oy veren siz olun.

Bu yazı sizin için yararlı olmadığı için üzgünüz!

Bu gönderiyi geliştirelim!

Bize bu yazıyı nasıl geliştirebileceğimizi söyleyin?

Keşfet

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

ParanormalHaber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et