“Allah’ım! Kabir azabından sana sığınırım. Cehennem azabından sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım. Deccalin fitnelerinden sana sığınırım.”
(Buhârî, Ezan, 149)
Cimrilik ve Korkaklıktan Sığınma Duası
Sad bin Ebî Vakkas radıyallahu anh’dan rivayet olunduğuna göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri şöyle istiaze ederlerdi:
“Allahım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Erzel-i ömre bırakılmaktan sana sığınırım, dünya fitnesinden: Yani Deccal fitnesinden sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım.”
(Buhârî, Tefsîr, Sûre: 16)
Fakirlik Borç Tembellik İhtiyarlıktan Sığınma
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ve sizden erzel-i ömre bırakılanlar da vardır” (Nahl sûresi, 70) mealindeki âyet-i celîle nazil olduktan sonra Allah’a erzel-i ömürden de sığınmaya başladı.
Hazret-i Aişe radıyallahu anha’dan rivayet olunduğuna göre Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle istiaze ederlerdi:
“Allahım, tembellikten, bunaklık vaki olacak derecede ihtiyarlıktan, ihtiyarlık çöküntüsünden, masıyet mahallerinde bulunmaktan, borçluluktan, kabir fitnesinden, kabir azabından, cehennemin fitnesinden, cehennemin azabından ve zenginlik fitnesinden sana sığınırım.
Fakirliğin fitnesinden de sana sığınırım. El-Mesîhu’d-Deccal’in fitnesinden de sana sığınırım. Allah’ım hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Beyaz bir elbiseyi kirlerden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan temizle.
Benimle hatalarımın arasını, maşrıkla mağribin arasını uzak kıldığın gibi uzak kıl.”
(Buhârî, Deavât, 39)
Ümmetin Toplu Cezalandırılmasından Sığınma
Buhari’nin İbni Abbas radıyallahu anhüma’dan rivayet ettiğine göre Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle istiaze etmişlerdir:
“Ya Rabb! Senin izzet ve kudretine sığınırım ki senden başka hiç bir ilâh yoktur. Ve sen ölmezsin. Cin ve insanlar ise ölürler.”
(Buhârî, Eymân, 13; Tevhîd, 7; Müslim, Zikr, 68)
Cabir radıyallahu anh’dan rivayete göre Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:
Kur’ân’dan: “Ey Habîbim de ki Allah Teâlâ Hazretleri sizin üzerinize Nuh tufanı ve Kavmi Lût’a taş yağdırdığı gibi sizin de üzerinize bir azap göndermeye kadirdir.” (En’âm suresi, 65) mealindeki ayet-i celîle nâzil olduğu zaman:
اَعُوذُ بِوَجْهِكَ “Yâ Rabb! Böyle bir azaptan zât-ı pâk-i ülûhiyyetine sığınırım!” buyurdu.
“Altınızdan, âl-i Fir’avn’in boğulması ve Karun’un yere geçirilmesi gibi size azâb etmeye kadirdir” (En’âm sûresi, 65) mealindeki nazm-ı celîlin kıraetinde yine:
اَعُوذُ بِوَجْهِكَ “Yâ Rabb! Böyle bir azapdan zât-ı pâk-i ülûhiyyetine sığınırım!” buyurdu.
“Yahud fırkalar ihtilâfıyla mukatele ve muharebe zaruretlerine ve biriniz diğerinizin kılıcıyla katlolunmasına kâdirdir’ (En’âm sûresi, 65) mealindeki nazm-ı celîlin kırâetinde هٰذَا اَهْوَنُ اَوْ اَيْسَرُ “İşte bu bir dereceye kadar ehvendir, yahud biraz daha kolaydır” buyurdu.”
(Buharî, Tefsîr, 6/2)
Başka bir hadîs-i şerîfte Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri:
“Ben Allah Teâlâ’dan ümmetimden dört şeyin kaldırılmasını istedim. Allah Teâlâ Hazretleri ikisini kaldırdı, ikisini kaldırmadı. Ümmetimi kavm-i Lût gibi semâdan taş yağdırarak ve Karun’a yaptığı gibi yere geçirmekle helak etmemesi için dua ettim.
Cenâb-ı Hak bu iki duamı kabul buyurdu. Fakat fırkalar ve hizipler ihtilafıyla aralarında mukatele ve muharebe ihtilâfının ve yekdiğerinin kılıcıyle katil ve helak edilmeleri cihetinden de ref’ ve izâlesi için dua ettim, kabul buyurmadı” demişlerdir.
(Bkz. Ali el-Müttakî, XI, 174/31101)
Yani insanlar arasında ilâ yevmi’l-kıyam fırkalar ihtilafıyla veya ecnebi düşmanların tasallutuyle aralarında muharebe ve mukatele eksik olmayacak demekdir.
Allah İle İblis’in Anlaşması
“İblis yeryüzüne inince Allah’a şöyle dedi:
– Ya Rabbi, beni yeryüzüne indirdin ve kovulmuş birisi yapdın. Öyle ise bana bir ev ver. Allah Teâlâ:
“İblis’in, köpeğin hortumu gibi bir hortumu vardır. Onu Ademoğlunun kalbine sokar ve durmadan şehvetleri, lezzetleri hatırlatır ve Rabbi hakkında şüpheye düşürmek gayretiyle vesvese verir.
Bir gün Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında oturuyordum. İki kişi birbirine sövüp duruyordu. Bunlardan birinin yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuş, boyun damarları şişmiş, dışarı fırlamıştı.
Bunu gören Rasûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ben bir söz biliyorum, eğer bu kişi onu söylerse, üzerindeki bu kızgınlık hâli geçer. Eğer o:
اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
«İlâhi rahmetten kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım» derse, üzerindeki hâl kaybolur.”
Oradakiler Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in ona “İlâhî rahmetten kovulmuş şeytandan Allah’a sığın!” tavsiyesinde bulunduğunu ilettiler…
“Ey Hayy u Kayyum olan Rabbim! Rahmetine tevessül ederek bana yardım etmeni istiyorum. Benim her hâlimi ıslah eyle. Göz açıp yumuncaya kadar da olsa beni kendime (nefsime) bırakma!”
Merhaba,
Sinan ben; asıl mesleğim gazetecilik. Bu site antropoloji konusundaki kişisel merakımdan doğdu. Yine kişisel meraklarım olan paranormal ve doğaüstü temalı içerikler de bu siteye ciddi bir katkı oluşturdu. Şunu belirtmek isterim ki burada yer alan bilgi ve hikayeler kurgu değil. En azından anlatıcı ve bilgi verenler; anlattıkları hikayeler, verdikleri bilgiler konusunda -bildiklerini ve yaşadıklarını yanlış yorumlamış bile olsalar- ciddi ve samimi idiler. Buna güveniyorum. Kurgu içeriklerde zaten içeriğin kurgu olduğu bilgisini açıkça vermeyi tercih ediyorum. Tabii ki kimse burada yazan her şeye inanmak zorunda değil. Ben dahil. Önemli olan aradığımızı bulmak. İlgi ve merakımızı tatmin edip keyif almak. Umarım siz de incelerken benim kadar zevk alıyorsunuzdur.
No Responses