4 Kısa Yaşanmış Cin Hikayesi
Gece Dışarıya Sıcak Su Döktüm
Öncelikle üniversiteyi Kütahya’da okudum. Fakülte Dumlupınar ilçesindeydi. Merkeze yaklaşık 20 km.’lik mesafe var. O sene yurtta kaldım. Yurt da KYK değil özel bir yurt. Kıbrıs Caddesi’nde. Hakikaten çok fantastik ve kuntastik bir yerdir. Benim zamanımda (2001’de) dükkanlar saat 17:00 dedin mi kapanırdı. Velhasıl yurdun hemen yanında bir çamaşırhane var. Eskiden kalma. Yöre halkı burada çamaşır, kilim filan yıkıyor ve su hiç kesilmiyor. Ne hikmetse belediye birkaç kez musluk takma gafletinde bulunmuş ancak sonuç hep hüsran; musluklar hep arızalı…
Yurdun arkası da tam ormanlık olmasa bile bayağı bir yeşillik. Koru gibi… Her yurt muhabbetinde olduğu gibi konu açılıyor ve biz cinlerden konuşmaya başlıyoruz. E bu arkadaşlar (cinler) da kendilerinden konuşulduğunda hemen hazırda bulunuyorlar. Nihayetinde yerleşim birimlerine yakınız onların… Kendince anarşist, biraz da ateist bir arkadaş, ne dersek itirazda. Ben farkındayım tabi. Muhabbet iki saati aşkın sürüyor. Bazı kelimeler geçiyor… Bu arkadaşlar pür dikkat dinliyor.
Bu anarşist arkadaş abarttıkça abarttı. “Yok yok sen götünden uyduruyorsun..” filan fıstık… Adam bana posta koyuyor. Tamam; o zaman biz de cahiliz. Hem de çok. Ne bileyim yaşım daha 18 filan… Adamın öyle konuşması bana dokundu. Aşağıda bizi dinleyenler olduğunu (cinler) bildiğim halde geri zekalı gibi “Kaynat o zaman; şuradan bi’ su dök aşağı da görelim” dedim. Sizin anlayacağınız adamı resmen azmettirdim.
Çocuk aldı ketılı, gitti Iavobodan su doldurdu, getirdi. Kaynattı, camdan aşağı döktü. Biz harala güreledeyiz hala. Bu arada; bu arkadaş iki kişilik odada kalıyor. O gece yaklaşık 4’e, 5’e kadar konuştuk. Sabah ezanından sonra yattık, uyuduk. Ben 2. öğretim, o 1. öğretim olduğumuzdan; ben yattım. O da uyumaya gitti işte. Saat 15:00 gibi kalktım. Muhabbet sohbet filan… Bunlar da dersten gelmişler benle dalga geçiyorlar.
Ben neden bir şey olmadığını anlayabilmiş değilim yalnız. Neyse; “Madara olduk” diye düşünüyorum filan. Ben gittim derse. Ders bitti. Saat 21:00 gibi döndüm yurda. Pis Yedili oynadık yemekhanede. Muhabbet sohbet derken gittik yatmaya. Yattım, uyuyorum. Gece rüyamda anlamsız anlamsız kelimeler duyuyorum. Bir şey bana kızgın ama öyle böyle değil! Bıraksalar beni öldürecek. Ne olduğunu anlayamıyorum ama birisi diyeyim, başka biri de yanımda duruyor… Hani kavgaya girecekken yanında büyük bir abi gelir, kavga edeceğin çocuk; o abiden tırsar; sana dokunamaz ya; aynen öyle…
Ertesi gün, bu; suyu ısıtıp döken arkadaşı patates kıvamında bulduk. Bulan oda arkadaşı, sabah kalkıyor ve bu çocuğu; eli, ayağı, ağzı kilit biçiminde buluyor. Tabi bulan çocuk şokta. Sekiz kişilik odaya girip, çığlık çığlığa uyandırıyor herkesi. Hemen ailesine haber veriliyor. Yurt müdürü çok uğraşmazdı ama koşa koşa geliyor tabi. Çocuk hemen apar topar hastaneye kaldırılıyor. Çocuğun medikal durumunda hiçbir şey yok. Gayet temiz…
Görünürde bir sebep yok yani. Oda arkadaşı bu çocuğun anne babasına durumu anlatıyor. Onlar da soluğu yanımda alıyor. Bunlar beni resmen dövecek. “Oğluma ne yaptın?” diyor kadın. “Bilmiyorum” filan diyorum ben de… O çocuğun akıbeti ile ilgili birkaç bilgi daha aldım sonradan. Çocuğun ismi Süleyman’dı. Çocuk yaklaşık iki sene çekmiş bu olayı. Tuvalete dahi gidemiyormuş…
[…] Kısa Cin Hikayeleri – 1Yaşanmış Kısa Cin HikayeleriYaşanmış Kısa Cin Hikayeleri – 2Yaşanmış Kısa Cin HikayeleriYaşanmış Kısa Cin Hikayeleri – 3Yaşanmış Kısa Cin […]